Modernite Sular Altında
Danimarka’daki “Floating Art Festival” kapsamında gerçekleştirilen yerleştirmede Asmund Havsteen-Mikkelsen, Le Corbusier’nin en ünlü yapılarından biri olan Villa Savoye’u Vejle fiyordunun sularına bırakıyor. Flooded Modernity adlı eserde Villa Savoye’un bir köşesinin 1:1 ölçekteki modelini kullanan sanatçıya göre bu eser, teknolojinin yükselişiyle temeli sarsılan modernitenin ve demokrasinin batışının sembolü.
Dijital teknolojilerin yükselişi, artık her internet kullanıcısının kendi medya platformuna sahip olmasına ve geliştirilen psikometrik uygulamalarla kullanıcı profiline göre içerik hedeflemesi yapılmasına olanak tanıyor. Üçüncü parti dijital medya manipülasyonlarının etkileri ise yakın zamanda ABD seçimleri ve Brexit gibi olaylarda kendisini göstermiş durumda. Sanatçı “Bence Rusya ve Cambridge Analytica, internet aracılığıyla oy verenleri etkileme ve manipüle etme konusunda psikometrik profillerin potansiyelini kavrayacak kadar kurnaz. Bu karışıklığın içinde de demokrasi duygusu ‘battı’ diyebiliriz.” diye açıklıyor.
Teknoloji aracılığıyla yanlış bilgilerin yayılmasına karşı en çok ihtiyacımız olan şeyin eleştirel düşünce olduğunu belirten sanatçı, modernitenin temelinin ciddi şekilde zorlandığını ifade ediyor. ABD seçimleri ya da Brexit gibi olayları küreselleşmiş dünyanın yaşadığı daha büyük bir rahatsızlığın semptomu olarak değerlendiren Havsteen-Mikkelsen “Modernite hala var ama kurtarılması, ortaya çıkarılması ve yeni bir biçimde yeniden inşa edilmesi gerekiyor.” diyor.
Asmun Havsteen-Mikkelsen’in eseri beyaza boyanmış ahşap, kontraplak, plastik camdan pencereler ve yüzmesi için kullanılan strafor bloklardan oluşuyor. Festivalden sonra rıhtıma çekilerek sökülecek olan beş tonluk yerleştirme 2 Eylül 2018’e kadar ziyaret edilebilir.
İlgili İçerikler:
-
Kunsthal 44Møen
-
Arketon Yayınları'ndan Yirminci Yüzyılda Kent Ütopyaları
-
Design Fest 2024: Shaking Boundaries
-
Kant'ın Felsefesinden Mimarlığa Uzanan Bir Okuma: Ledoux'dan Le Corbusier'ye
-
Simetrik Mimarlık Arayışları
Bruno Latour’un 1991 yılında Fransızca olarak yayınlanan ve Türkçeye 2008 yılında Biz Hiç Modern Olmadık ismiyle çevrilen kitabı, bir simetrik antropoloji denemesi olarak ele alınmış modern konsept eleştirisidir. Latour, kitabında mevcut durumdaki antropolojik çalışmaların asimetrik özellik taşıdığı düşüncesiyle antropolojinin simetrik hale getirilebilmesinin nasıl mümkün olabileceğine dair tartışmalar yürütür.
-
UNESCO - UIA 2026 Dünya Mimarlık Başkenti: Barselona
-
Le Corbusier İstanbul’da
-
UNESCO - UIA Dünya Mimarlık Başkenti Kopenhag’daki Etkinlikler Başladı