Sidney Opera Binası 50. Yaşını Kutluyor

GÖKÇE ARAS ENGİN

Sidney Liman Köprüsü'nün gölgesindeki Bennelong Point'in görsel olarak öne çıkan çıkıntısında konumlanan Sidney Opera Binası kendine özgü siluetiyle Avustralya’nın ve dünyanın en tanınmış simge yapılarından biri.

2007 yılında UNESCO Dünya Mirası Alanı olarak belirlenen yapı, Danimarkalı mimar Jørn Utzon tarafından yapı mühendisi Ove Arup&Partners (ARUP) ile işbirliği içinde tasarlandı. Resmi olarak 1973 yılında Kraliçe II. Elizabeth'in başkanlık ettiği törenle kapılarını açan Sidney Opera Binası bu yıl 50. yaşını kutluyor.

Pek çok ikonik yapıda nihai ürünün başarısı, perde arkasında aşılan devasa zorlukları maskeleyebilir. Sidney Opera Binası’nın inşa aşamasında da birçok aksilik yaşanmış. Proje, programın on yıl gerisinde tamamlanmış ve 7 milyon Avustralya Doları olan bütçe 100 milyon Avustralya Doları’nın üzerine çıkmış. Hatta politik çekişmeler yüzünden Utzon 1966 yılında projeden çekilmiş.

Sidney Opera Binası'nın doğuşu, New South Wales Eyalet Müzik Konservatuarı'nın, performanslar için olağan mekanları olan Sidney Belediye Binası'nın Viktorya döneminden kalma sınırlarından daha büyük, daha çağdaş bir konser salonu kurmaya çalıştığı 20. yüzyılın ortalarına kadar uzanıyor. 1955 yılında New South Wales hükümetinin desteğiyle uluslararası bir tasarım yarışması düzenlendi ve Utzon, yelken benzeri bina önerisiyle 200'den fazla başvuruyu geride bırakarak birinci sıraya yükseldi.

Sidney Üniversitesi Mimarlık Tasarım ve Planlama Okulu'nda doçent ve Miras Koruma Direktörü olarak görev yapan Cameron Logan, Architectural Record’a yaptığı açıklamada Sidney Opera Binası ile ilgili görüşlerini şöyle özetledi: ”Avustralyalı Aborjin Gadigal Halkı halkı tarafından Tubowgule olarak adlandırılan Bennelong Point’de konumlanan Utzon'un şaheseri Sidney'i temsil etmeye başladı. Sidney Opera Binası'nın hayata geçirilmesinin belki de en göze çarpan ve en az anlaşılan yönü inşaat sürecinin kendisidir.”

İnşaat, 1958’de adını New South Wales'in ilk valilerinden ve Avustralyalı’nın kuruculardan biri olan Vali Lachlan Macquarie'den alan Fort Macquarie Tramvay Deposu'nun yıkılmasıyla başladı. Ertesi yıl, kompleksin yaklaşık 183 metre uzunluğunda ve 122 metre genişliğinde olan ve yukarıdaki çok sayıda tiyatro ve konser salonunun arka plan işlevlerini barındıran podyumunda çalışmalar başladı. Bu podyum, tamamı yaklaşık 90 cm çapında, aşağıdaki gevşek alüvyon birikintilerine açılan 700 çelik kasalı beton şaftın üzerinde duruyor. Kütle halindeki beton temeller ise aradaki boşlukları dolduruyor. Sidney Opera Binası'nın 2018 tarihli beton koruma raporuna göre, Arup'un hayata geçirdiği katlanmış plaka yapılarının entegrasyonu ve dalgalı beton kirişlerin ön gerilimi sayesinde podyumda büyük ölçüde sütunsuz alan elde edilmiş.

Fotoğraf: Hamilton Lund
Fotoğraf: Leo Davis Koleksiyonu
Fotoğraf: Sydney Opera House Trust
Fotoğraf: Hamilton Lund
Fotoğraf: Daniel Boud
Fotoğraf: Sydney Opera House Trust

Utzon, Zodiac: International Magazine of Contemporary Architecture için kaleme aldığı "Platformlar ve Platolar: Danimarkalı Mimarın Fikirleri" başlıklı makalesinde, bu programatik düzenlemeyi "platformun bir bıçak gibi kesilmesine ve birincil ve ikincil işlevlerin tamamen ayrılmasına izin vermek" olarak tanımlıyor: “Platformun tepesinde seyirciler tamamlanmış sanat eserini alıyor ve platformun altında bunun için her türlü hazırlık yapılıyor”. Utzon, makalesinde, tasarım aşamasında Atina’daki Akropolis'ten Maya tapınaklarına kadar uzanan anıtsal ölçekli platform ve kaide örneklerinden yararlandığını da belirtiyor.

Utzon'un orijinal teklifi büyük ölçüde kavramsaldı ve bu geniş tavan yelkenlerinin uygulanması, mimar ve mühendis arasında sürekli olarak tekrarlanan bir süreç gerektiriyordu. Dolayısıyla inşa aşamasında, yapısal analizin gerçekleştirilmesi için hesaplamalı tasarımın ilk uygulamalarından birine de tanık olundu. Çözüm, Utzon'un "kabukların anahtarı" olarak adlandırdığı, 10 kabuğun her birinin tek bir kürenin kompozit parçası gibi davrandığı bir prefabrik beton sistemiydi. Bu atılım, çelik gerdirme kabloları için yaklaşık yedi metre uzunluğunda kanallara sahip, bazılarının ağırlığı 15 tona kadar olan yaklaşık 2.200 prefabrik beton kesitin seri üretimini kolaylaştırdı. Bu kablolar, binanın temel kolonlarının üzerinde yer alan yerinde dökme beton kaidelere bağlanıyor. Daha sonra kaburga yapıları, İsveç'te üretilen yaklaşık 3.400 beton karo kapağıyla kaplandı.

Maliyet aşımları, inşaattaki gecikmeler ve siyasi ortamdaki değişiklikler, Utzon'un 1966'da istifasına ve yerine Avustralyalı mimar Peter Hall'un gelmesine neden oldu. Tasarım neredeyse tüm dünya tarafında beğenilmiş olsa da ve mimar 2003'te Pritzker Ödülü'ne layık görülse de, Utzon, Sidney Opera Binası'na asla ayak basamayacaktı.

Sidney Opera Binası ana konser salonunun akustiği, kısmen yapının kabukları içindeki büyük iç yüksekliklerden dolayı sorunluydu. Uzun zamandır devam eden bu sorunu çözmek için Sidney Opera Binası, iki yıl sürecek ve 150 milyon Avustralya Doları’na mal olacak bir yenileme çalışması yürütmek üzere ARM Mimarlık’la anlaştı. Temmuz 2022'de tamamlanan çalışmada, yapıya, sahne üzerinde asılı 18 adet yaprak şeklindeki fiberglas reflektör, akustik yayma kutuları ve perde şeklindeki akustik reflektörler eklendi. ARM Mimarlık, perde arkasına yeni sahne yükselticileri, tiyatro makineleri ve uçuş ekipmanları ile fuaye katları arasına yeni bir geçit yerleştirdi. Yenileme projesi, 2023 New South Wales Architecture Medallion, John Verge Award for Interior Architecture ve Greenway Award for Heritage Architecture’a layık görüldü.

Sidney Opera Binası 50. yaşını, müzik performansları, film gösterimleri ve turların yer aldığı bir ay süren doğum günü festivaliyle kutluyor.

Etiketler: