Soulac-sur-Mer'de Ahşap Ev

Çevresindeki çam ağaçlarıyla sarmalanan 250m²'lik bu aile evi, ustaca kullanılan ahşap detaylarıyla öne çıkıyor. İç mekanda tamamen aynı ölçülerdeki zemin ve tavan döşemelerinin oluşturduğu perspektiften dış mekandaki çam ağaçları manzarasına yumuşak bir geçiş yapılıyor.

“Çam ormanına girmek eve girmek demektir. Doğayla mimari bütünleşiyor. Çam ve meşe ağaçları evi kuvvetli rüzgarlardan korurken, okyanusun dalga sesleri eve kadar ulaşıyor. Doğa yatak odalarının ve yaşama alanlarının içinde devam ediyor. Ev, temiz havanın aktığı yere inşa edildi" diyerek tarif ediyor Nicolas Dahan. Evin bilinen anlamda bir girişi yok; bunun yerine 4000 m²'lik çam ormanından doğruca 130 m²'lik yaşam alanına ya da ormana bakan beş yatak odasından birine adım atılabiliyor.

Fotoğraflar: Jean-Luc Guérin

Tavan döşemesindeki 136 karaçam keson ve zemindeki 136 okoume ahşap panel, bu mimari sandviç için mükemmel bir simetri oluşturuyor. Tek katlı Amerikan evlerinden alınan ilhamla, zemin ve tavanda John Lautner'ın mühendislik becerilerinden faydalanıldı.

“Çatının yapımı sırasında nemden etkilenmemesi için inşaatı koruyan özel bir konstrüksiyon kuruldu. Mobilyalarda kullanılan karaçam temiz bir yüzey elde etmek için zımparalandı. Vida ya da çivi kullanılmadı. Ahşap malzemelerdeki geçmeli birleşim detayları sayesinde evin içinde ve dışında benzersiz bir akışkanlık sağlandı. Ancak spor salonu gibi büyük açıklıklarda görülebilecek 16 metre uzunluğundaki merkezi ahşap kiriş, bitiş detaylarıyla yaşam alanının bir parçası haline geldi" diyor Nicolas Dahan.

Fotoğraflar: Vincent Leroux

“Sürgülü cam kapılar için standart yükseklik 2,20 m'dir, burada 3 metreden fazla yüksekliğe ulaşıyorlar. Bu lüksün bir işaretidir. Dergilerde gördüğümüz Brezilya villalarının sihri, büyük boyutlu cam yüzeylerden kaynaklanıyor. Dünyada sadece 5 üretici, kayma hafifliğine sahip bu kadar büyük ölçekli camlı doğramalar sunabilmektedir. Estetik görüşü olmayanların zor farkedeceği bu detay eşsiz bir sonuç veriyor. İç mekandaki ahşap yüzeylere düşen çam ağaçlarının gölgeleri, gün boyunca farklı yoğunluklarla ev sakinlerine eşlik ediyor. Yatak odaları ve oturma odası, kuzey, doğu, güney ve batı olmak üzere dört ana yönden en iyi şekilde yararlanıyor.

Fotoğraflar: Vincent Leroux

Lüksün bir bedeli ve kısıtlamaları vardır: İlk fırtınada uçup gidebilecek bir çatıyı yerinde tutmak. “Evin üçte ikisi, ağır havalarda çatıyı tutmak için çok hafif olan cam duvarlar kullanılarak inşa edildi. Bu yüzden çatıyı metalle ağırlaştırmak ve evi beton duvarlarla sabitlemek zorunda kaldık. Bu tür bir yapıların hassas doğasının mükemmel bir örneğini oluşturduk. Ahşabın ve camın sınırlarını, güçlü ve zayıf yönlerini ortaya çıkaracak şekilde zorladık. Ev, Japon anlayışında ailenin bir üyesidir; bakılması, ilgilenilmesi gereken bir üye.

Ahşap müthiş bir malzemedir, esnektir ancak nihayetinde zayıf yönleri vardır. Çimento kadar güçlü olması için, desteklenmeli, dengeye sokulmalı, zımparalanmalı, verniklenmelidir. Böylece inşaattan çok sonra ev kendi başına yaşamaya devam edecektir.”