Vitrosens Biyoteknoloji Merkezi

Vitrosens Biyoteknoloji Merkezi’nin ilk yerli binası, Ümraniye’de endüstriyel ve seri üretim yapılarının yoğunlaştığı bir bölgede yer alıyor. Yapının yerleşim planında, üretim ve ofis kısımlarının homojen bir biçimde işleyen hizmet birimlerinin arasında güçlü bir ilişki kurulması sağlandı.

Firma; değişime hızlı uyum sağlayabilen, dönüştürülebilen ve büyüyebilen bir yapıya sahip olduğundan gün içerisinden kullanıcısına yönelik farklı fonksiyonlara cevap verebiliyor.

Yapıda düşey yerleşim;
Zemin kat: Karşılama, bekleme, toplantı odası, ofisler ve operasyon alanı
Birinci kat: Üretim
İkinci kat: Ar-ge
Üçüncü kat: Yönetimsel ofisler ve mola alanı
Dördüncü kat: Mola alanı
Bodrum kat: Depolama alanları olarak kurgulandı.

Projenin mekan tasarımına, mevcut alanın kısıtlamalarına odaklanıp, bu kısıtlara çeşitli çözümler üreterek başlandı. Tek bir cepheden ışık alan ve alçak tavan yüksekliğine sahip olan yapıda aydınlık bir karşılama ve ofis alanı oluşturularak ferah ve doğal ışığın hakim olduğu bir alan oluşturuldu. Bu bağlamda, ofisleri cam doğramlarla bölerek ışığın zemin katın tamamına yayılabileceği bir plan düzeni kurgulandı.

İç mekan tasarımında minimal bir tavır yansıtılırken, bekleme alanı ve mini servis alanı dinamik, davetkar ve rahat bir his veren mekanlar olarak kurgulandı.

Mekanın ışık alan tek cephesi olan karşılama ile bekleme alanını bağlayan koridor boyunca süzülen doğal ışıktan maksimum oranda faydalanabilmek amacıyla sergileme alanı yarı geçirgen bir yapıda tasarlandı ve el işçiliği ile üretildi. Ters ışıkta yer almasından dolayı, ürün sergilemek için uygun görünmeyen bu sergi strüktüründe, yer yer dolu yüzeyler, yer yer spot ışıklar kullanılarak gün içerisinde çeşitli ışık gölge oyunlarına imkan veren keyifli bir mekana dönüştürüldü.

Kurumsal kimliğin iç mekan tasarımında yansıtılması hedeflenen yenilikçi, çağdaş, hijyenik, ilerici, ferah ve minimalist olguları, kurumsal kimliği destekleyen malzeme ve renk seçimlerinin, oluşturulan ışık oyunları ile beraber net formlarda ve yalın ritimlerde kullanılmasıyla sağlandı.

Derinlik ve ferahlık algısını arttırmak için yatay perspektifte güçlü renkler tavanda ve kısmi duvarlarda kullanıldı, düşeyde açık renkler seçildi, yansıtıcı ve mekanı genişleten metal sac gibi malzemeler tercih edildi.

Yönetim ofislerinin, açık ofislerin ve sosyal alanın bulunduğu 3. katta, girişten itibaren tavanda, adeta kullanıcısını tüm mekanda gezdiren bir lineer ışık kurgulandı. Katta bulunan mekanlar zemin ve tavandaki farklı malzeme ve renk kullanımı ile birbirinden ayrıldı. 3. katta, zemin katta olduğu gibi maksimum doğal ışıktan faydalanılmaya odaklanıldı. Katta bina cephelerinde konumlanan kapalı ofislerin iç cephelerinde lineer doğramalar yerleştirilip, doğal ışığın orta alana ulaşması için yol açıldı. Böylelikle açık ofislerin kullanıcıları için aydınlık bir alan sağlandı.