Koruma uzmanlık alanının halk ile irtibatsızlığı-kopukluğu-temassızlığı konusunda söylenebilecek sözler, mimarlık ve hatta akademik alanının da halktan kopukluğuyla birbirine benzer.
Katılımcı mimarlıktan söz ederken aslında neyi kast ediyoruz? Kamusal mekanların ve kamusal altyapının tasarımına katılımı mı?
Çoklu kesimlerin bir araya gelebildiği, ihtiyaca yönelik veya proaktif konular etrafında, değişken ağlar halinde yayılan bu grupların önemsediği yaklaşımlardan birisi de “katılımcılık”.
Öncelikle onunla ilişkilerimizi tümüyle belirleyen ve hakim paradigmanın temelini teşkil eden, benimse “başka” bir şey olduğu konusunda ısrarla vurguladığım “Mimarlık nedir?” sorusu üzerinden konuyu açayım.
Mimari tasarım sürecinde çocuk katılımı son dönemde sıklıkla gündeme gelen bir konu. Şüphesiz bunda günümüz dünyasında gelişen yeni demokrasi anlayışının büyük payı var.
Son yirmi yıl içerisinde, görünüşteki çeşitliliğe rağmen hem dünyada hem Türkiye’de giderek yeknesaklaşan mimarlık ortamı artık yeni bir kırılmanın eşiğinde gibi duruyor.
Katılımcı mimarlık pratiğini Bengi Akbulut, Ferhat Hacıalibeyoğlu, Merve Akdağ Öner, Sait Ali Köknar, Senem Doyduk ve Sinan Omacan ile konuştuk.