1982 İstanbul doğumlu. Beşiktaş Atatürk Anadolu Lisesi’ni bitirdi. 2005’te İTÜ Mimarlık Bölümü’nde lisans, 2011’de aynı üniversitede yüksek lisans eğitimini tamamladı. Kasım 2004’ten beri XXI Mimarlık, Tasarım ve Mekan dergisinde çalışıyor. Defne Sunguroğlu ve Michael Hensel ile birlikte Architectural Design dergisinin Turkey: At The Threshold başlıklı 2010 Ocak / Şubat sayısının editörlüğünü yaptı. Yurtiçi ve yurtdışında çeşitli yayınlarda yazıları yayınlandı ve konferanslarda konuşmacı olarak bulundu. Ekim 2013’ten beri kurucularından olduğu Puna Yayın bünyesinde XXI Mimarlık, Tasarım ve Mekan dergisinin genel yayın yönetmenliğini sürdürüyor.
Haliç Dayanışması 18 Haziran tarihli basın açıklamasıyla mevcut Haliçport projesine itiraz ediyor ve tersanelerin üretim, eğitim, lojistik, istihdam, kolektif bellek gibi tüm değerlerinin sürdürülerek yaşatılmasını talep ediyor.
Toprağın altındaki geçmişin peşinde, tarihin sürekli yeniden yazılması için çalışıyorlar Kaman Kalehöyük’te, 1985’ten beri. Erken Bronz Çağı’ndan 17. yüzyıla dek katman katman yerleşimlerin izi, toprağın içlerini doldurduğu evler, mühürler, kırık testiler, ölüler, bozulmuş anlaşmalar, metaller… İnsanlık tarihi geçmişinde netleştiremediğimiz soruların bölük pörçük yanıtları olarak bu kızıl ağacın yakınındaki höyükte duruyorlar.
Güzelim tropik bitkiler olmasa dünyanın herhangi bir yeri olarak tarifleyebileceğimiz bir sahne. Kentsel alternatif kültürün başlıca ana öğeleri bir arada: grafiti ve kaykay platformu.
Cemal Emden'in fotoğraflarına Hülya Ertaş'ın notları
Betonun suya dokunduğu kesit, kentin sınırı.
I. M. Pei geçtiğimiz günlerde 102 yaşında öldü. Ardında bıraktığı onlarca projeden en bilineni, en tartışmalı olanı: Louvre Müzesi’ne eklediği cam piramit.
Olan biteni anlamak, ne düşündüğümü ve hissettiğimi çözmek, Notre Dame özelindeyse bir kaybın yasını tutmak için zamana ihtiyacım var.
Kadın telefonuna, kedi yola bakıyor. Ahşap latalar, brüt beton strüktür parlak yeşile ve gün ışığına bakıyor. Biz ise bu görüntüyü izliyoruz.
İyi bakılmış bir ormandan geçerken, önce karmakarışık bir ağaç yığını görürsünüz. Sonra tam bir noktada bakarsınız ki, aslında hepsi düzgün sıralanmışlardır. Netlik.
Sabah uyanıyorum, aklıma ilk gelen dün akşam laboratuvarda başlatıp lojmana döndüğüm deney. Sonucu bir saate alacağız, acele etmenin alemi yok ama merak işte.
Tuğlalarla kurulu çemberleri görünce siz de benim gibi bunun bir Louis Kahn binası olduğunu bir çırpıda anlamış olsanız gerek.
Absürt ile gerçek arasında salınmak için harika bir egzersiz.
4.İstanbul Tasarım Bienali sergi tasarımcılarından Aslı Çiçek ile bienal mekanlarını yorumlama biçimleri ve sergi tasarımı üzerine konuştuk.
4.İstanbul Tasarım Bienali küratörü Jan Boelen ile dünyadaki değişimlerin tasarım pratiğine etkisi, bienalin teması "Okullar Okulu" ve gelecek potansiyelleri üzerine konuştuk.
Olması gerektiği gibi olmayanların beklenmedik uyumuyla birlikte.
Mimar Dimitris Pikionis’in Atina’daki Philopappos Tepesi’ne çıkan yol için tasarladığı kaldırım döşemesine ve onun üzerine düşen ağaç gölgesine bakıyoruz.
Bir önceki mimarlık bienali, mimarlığın toplumsal yönlerine odaklanıyordu ve hatta eylem ve etkileşim alanının sınırlarını genişletiyor, keşif yapacak ve denenecek yeni alanlar sunuyordu. Bu yılki versiyon, mimarlar olarak dünyayı daha iyi yapmada çok uğraşıp da başarısız olmuşuz, bu nedenle de bir tür umutsuzlukla yeniden disiplini kendi alanı içine kapatmalıyız hissini veriyor.
Scarpa’nın yıllarca birlikte çalıştığı marangoz dostu için tasarladığı mezartaşından bir detay.
Hurma ağacının gölgesi bir kemere düşüyor, kesiti boyunca uzanıp yan duvara taşıyor.
Bir şehri kıymetli kılanın ne olduğuna ya da kentlerin nasıl olması gerektiğine dair yaygın kanı tıpkı dünyadaki her şey gibi değişip duruyor.
“Dünyanın Sonundan Sonra” sergisi, son hızla tükettiğimiz gezegenimizin yaşadığı iklim değişikliğini sorguluyor.
Kirli deniz kokusu, vapur sirenleri, rüzgarla dalgalanan bayrakların hışırtısı, inilip çıkılan köprü basamaklarındaki ayak sesleri…
Özdeş ile tekdüze arasında salınıp durur tekrar ve ritim.
Casa Batllo’nun tavan pencerelerinden merdiven kovasına vuran bu ışığın ağaç yapraklarından süzülen ışıkla bir alakası var.
Hangisi hangisiydi tam hatırlayamıyorum. Deniz mavi olduğu için mi gök maviydi, yoksa tam tersi mi?
Sürekli doğal olanın karşısına bir canavarmışçasına koyup durduğumuz beton bir anda doğanın bir taklidi gibi çıkıveriyor karşımıza.
Bir şehri şehir yapan nedir? Bu fotoğrafı ilk gördüğümden beri bunu düşünüyorum.
Denize ve kente sıfır konumlanan Galataport projesi ile İstanbul'un kıyı kullanımına dair ne türden olanakların es geçildigini Ersen Gürsel, Haydar Karabey, İclal Dinçer ve Tavit Köletavitoglu ile konuştuk.
İstanbul Mimarlar Odası’nda 12 Mayıs - 3 Haziran arasında yer alan “Kim Kimin İçin İnşaat Yapıyor?” başlıklı sergi, konut meselesine Berlin’den güncel alternatiflere yer verdi.
Cem Sorguç ile sohbet ederken aklımda sürekli şu soru olur: söyleyecek mi, yoksa susmaya devam mı edecek?
Ahmet Doğu İpek, Can Altay, Merve Ünsal ve Sinan Logie ile gelecekte sanatsal üretim ile kent ilişkisinin izleyebileceği yeni rotaları konuştuk.
Bu fotoğrafı gördüğümden beri aklımda sürekli aynı kelime dönüp dolanıyor: samimiyet.
On dokuzuncu yüzyılın sonları, tüm dünya hareket halinde. Buhar makineleri, demir çelik fabrikaları, arabalar, insanlar… Sesler değişiyor şehirde, boyutlar da, malzemeler de.
Katılımcı mimarlık pratiğini Bengi Akbulut, Ferhat Hacıalibeyoğlu, Merve Akdağ Öner, Sait Ali Köknar, Senem Doyduk ve Sinan Omacan ile konuştuk.
Çok iyi bildiğimiz dedektiflik filmlerinin birinden bir sahne.
Barselona’da Gaudi’nin binalarını kendi bağlamları içerisinde gördüğümde mimarlık tarihi derslerinde yaşadığım şaşkınlık ve hayranlık yerini “olması gereken olmuş işte” hissine bırakmıştı.
İstanbul’dan Adalar’a doğru giderken yerleşimlerin İstanbul siluetine bakan yüzlerini hep garipserim. Şehirden kaçıp adaya varsan da ondan kurtulamamak! Ne yaman çelişki...
Murat Çetin, Nevzat Sayın, Selda Baltacı ve Sevim Aslan ile mimarın koruma meselesine yaklaşımı üzerine konuştuk.
“Sanatların sentezi” vizyonu için ihtiyacı olan “rengin müziği”nin gösteriminin yapılabileceği bir mekandı.
Gündüz, Işık, Gece sergisinin küratörü aydınlatma tasarımcısı Ulrike Brandı ile sergiyi ve ışıkla şekillenen temasını konuştuk.
Tuz buz, bir moloz yığını artık bu fotoğraftaki bina.
Bernard Khoury ile Beyrut’u, değişen paradigmalara karşı geliştirdiği eleştirel tutumunu ve bunu yansıtan işlerini konuştuk.
Yoğun göç hareketlerinin mekansal etkilerini Ezgi Tuncer Gürkaş, Fırat Genç, Merve Bedir ve Pınar Uyan Semerci ile konuştuk.
XXI olarak biraz geriye dönüp Brezilyalı mimar Paulo Mendes Da Rocha'nın Pritzker kazandığı 2006 yılında mimar ile yaptığımız söyleşiyi sizlerle tekrar paylaşıyoruz.
Vietnam Savaşı devam ediyor, herkes sokaklarda. Protestolarda ölenlerin sayısı savaşta ölenlerinkine ekleniyor ama hiçbir şey durmuyor.
Sene 1934. Şekip Akalın, Bayındır Bakanlığı’ndaki görevi kapsamında Ankara için bir tren garı tasarlamaya koyulur.
Bugün de sıradan bir gün. Çürüksu Yalısı’nın sakini az evvel oturma odasına girdi.
Venedik Mimarlık Bienali, mimarın sorumluluğunu gündeme getirerek mimarları konforlu alanlarından çıkmaya davet ediyor. Hülya Ertaş ana sergiler, ülke pavyonları ve Türkiye'nin katılımı üzerinden bienali değerlendiriyor.
Bakü’de iç şehri gezdikten ya da en erken dönem İznik çinilerine baktıktan çok sonraları onlarda sevdiğim şeyin ne olduğunu anladım: Yapılış zamanlarındaki yokluk ve yoksunluk sanki bu üretimlere bir ruh üflemiş gibiydi.
Derin Design'ın tasarıma olan biriktirici bakışını ve değişen mekanlara mobilya tasarlama biçimlerini Derin Sarıyer ile konuştuk.
Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi kapsamında İstanbul Cihangir’de bir grafik tasarım araştırma merkezi kuruldu.
Hossein Sadri, Kaan Atalay ve Nilüfer Kozikoğlu ile bir araya gelerek mimarlık ve etik konusunu tartıştık.
Rüzgar esiyor, burası şehirlerin kurulduğu, kralların doğup öldüğü topraklar. Yaşamın, üretimin, bereketin olduğu kadar yağmanın, yıkımın ve ölümün gerçekleştiği yer.
Derginin bir sayısının iyi olduğunu ya da okuduğum bir kitabın fevkalade olduğunu düşündüğümde hemen ardından içimi bir endişe kaplıyor, ya kimse okumazsa diye.
Venedik Mimarlık Bienali Türkiye Pavyonu için seçilen Darzanà projesi, iki parçadan oluşuyor. İlk parça bir nesnenin üretimi, yani şu anda bir yandan projeleri yapılmakta olan Haliç Tersaneleri’nin bir gözünde atık malzemelerle bir baştardanın (bir gemi türü) yapılması.
Ali Taptık, Aslıhan Demirtaş, Bengi Akbulut ve Defne Koryürek ile bir araya gelip şehir ile tarımın bir aradalığının ve kentsel müzakerenin açabileceği alternatif senaryoları konuştuk.
Nedense ODTÜ’ye ilk gidişim çok geç oldu, 2013’te soğuk bir Nisan günüydü.
Çerçeveler içinde çerçeveler içinde çerçeveler, sonsuza uzayan fraktallar gibi mekanı açıyor.
Tansel Korkmaz ile 3. Uluslararası Antalya Mimarlık Bienali'nin ortaya çıkış sürecini ve işlerin seçim sürecinde temanın rolünü ele aldığımız bir söyleşi gerçekleştirdik.
Türkiye’de mimarlık kültürünün neden olmadığı meselesi her tartışıldığında aklıma gelen ilk şey, iyi tasarlanmış mekanlarda büyümemiş olmamızdır.
Beşiktaş ile Eminönü arasındaki yol, İstanbul’un en güzel güzergahlarından biridir, hele de otobüste ayakta seyrediyorsanız.
Paris’in leydisi Notre-Dame, Sen Nehri’nin ortasındaki adalardan birinden şehre bakıyor, uçan payandalarıyla.
Mimarlık eleştirisinin nasıl yapılabileceğini mimarlığa bir nesne yerine olgu olarak bakan bina eleştirisi metinleri üzerinden Aslıhan Şenel, Celal Abdi Güzer, Funda Uz, Gökhan Karakuş ve Ömer Kanıpak ile tartıştık.
İlkay Öngün ve Aslı Sekmen’in kurduğu Mimarşiv, yapı sektörüyle mimarlar arasındaki iletişimde bir köprü görevi üstleniyor.
İki dünya savaşı arasında kendine has modernizmin doruklarında bir Moskova. “Modernizm mi, gelenek mi?” tartışması aşılmış, post-modernizme henüz varılmamış.
Berlin’in simgeler yumağı Bradenburger Tor, Yahudi Anıtı ve Reichstag’ın az ötesinde Spree Nehri’nin kenarında uzanıyor Federal Başbakanlık Binası.
Genç Mimarlar Konferansı: Tasarım Öyküleri için davet edilen mimarlarla yaptığımız konuşma, genç olmanın zorluklarına ve avantajlarına odaklanıyordu.
Potsdamer Platz, Berlin Duvarı’nın içinden geçtiği meydan. 1961’de duvarın yükselmesiyle birlikte Doğu Almanya’nın askerlerini yığdığı, Batı Almanya’nınsa seyir kuleleri dikip doğuya baktığı meydan, Berlin’in birleşmeden sonraki dönüşümünün simgesi.
Sirkeci’de bir köşe bina. Üzerine çakılı iki levha: Walter Griscti, mimar; U. Ferrari mühendis girişimci.
Kentsel tarımın yaratabileceği değişim potansiyelini Ayça İnce, Burcu Serdar Köknar, Hasibe Akın, Deniz Üçok ve Hakan Gönül ile konuştuk.
Ali Batı, Çetin Tüker, Diğdem Sezen, Güven Çatak ve Serpil Ulutürk’le bir araya gelerek dijital oyun tasarımının ne olduğunu ve oyun sektörünün parametrelerini konuştuk.
Deutsche Orient Bank, modernleşme kararı almış Osmanlı’nın son dönem yapılarından biri olarak Eminönü’nde güzel bir köşe başını tutar.
Sou Fujimoto ile temellere odaklanan mimarlığında aradığı duyguları ve doğayla kurduğu ilişkiyi konuştuk.
2. İstanbul Tasarım Bienali’ni Zoë Ryan, Meredith Carruthers, Selva Gürdoğan, Gregers Tang Thomsen, Prem Krishnamurthy ve Adam Michaels ile konuştuk.
14. Venedik Mimarlık Bienali'ni Ayça İnce, Mert Eyiler, Gökhan Karakuş ve Sait Ali Köknar’ın katılımıyla gerçekleştirdiğimiz yuvarlak masa toplantısında konuştuk.
3-9 Şubat tarihleri arasında gerçekleştirilen Stockholm Tasarım Haftası, tüm kente yayılmış tasarım kültürü ve disiplinlerarası işbirlikleriyle ortaya çıkan işlerle ilham verici bir haftaydı.