Bugün de sıradan bir gün. Çürüksu Yalısı’nın sakini az evvel oturma odasına girdi.
Yüzyılı aşkın bir süredir, Avusturyalı ve Çekoslovak mimar ve kuramcı Adolf Loos’un (1870-1933) sosyal, kültürel, sanatsal ve ekonomik yönden okunmaya elverişli yazıları ve konuşmaları, mimarlık literatüründe çok geniş perspektifte ele alınıp yorumlanmaktadır.
Tasarım kullanıcılarla paydaşları etkileşime sokan katılımcı süreçlerle ne kadar fazla hemhal olursa, tasarımcı da o kadar bu operasyonların kolaylaştırıcısı (facilitator) ya da yöneticisi haline geliyor gibi görünüyor.
Slayt, diapozitif filmin kullanıldığı yaygın bir görüntü saklama mecrasıydı yakın geçmişe kadar. Slayt filmi, dolaysız sonuçlara ulaşmayı mümkün kıldığı, yani banyo edildiğinde karta baskı gerektirmediği için ucuzdu.
Ersen Gürsel, mimari pratiğinin mihenk taşlarından olan Aktur Bodrum ve Datça tatil sitelerinin ortaya çıkışını anlatıyor.
Şebnem Şoher, Lizbon Doğa Ve Bilim Tarihi Ulusal Müzesi’nde 4 Mart - 30 Nisan tarihleri arasında gerçekleştirilen “Mimarlıkta İnovasyon Nedir?” sorulu sergiye dair izlenimlerini yazdı.
Tarihinde sık sık odağı olduğu erk sahibinin mekansal etkisini ve yıkımını deneyimlemiş Berlin, metropol niteliğine rağmen peyzajını koruyor ve kent yaşamının her anına dahil ediyor. Burcu Serdar Köknar, Berlin’in güncel kent örüntüsünü ve yaşamını yazdı.