Mamurbaba Evi

Bu manzara yönü ile, yan parsellerdeki sık ve dağınık konumlanan komşu yapılar sebebiyle oluşan mahremiyet problemi yerleşim kararında etkili oldu. Bu iki ana kriterin zıtlığı yapının kütle dilini oluşturdu.

Hem zemin kattaki yaşam alanlarını, hem de üst kattaki yatak odalarını kuzeybatı yönündeki zeytin ağaçlarına ve denize yöneltmek amaçlandı. Zemin kattaki yaşam alanı manzaraya doğru uzatılarak yan parselle arada bölücü bir set oluşturuldu ve bu sayede yapının kendi iç alanı tanımlanmış oldu. Bu uzanan parça, içinde lineer bir plan şeması ile ana yaşam alanlarını barındıracak şekilde tasarlandı.

Bu hareket ek bir yapıyla değil, zemin kat kütlesinin yapının merkezinde bir boşluk oluşturacak şekilde döndürülmesi ile sağlandı. Ortada oluşan boşluk, mutfak ile doğrudan ilişkili bir yemek alanına dönüştü. Bu sayede yol tarafındaki bahçe ve bu bahçeye açılan çalışma odası ile, zeytin ağaçları tarafındaki havuz ve ona açılan salon, açık ve kapalı alanlarla birbirine bağlandı. Bu yemek alanı; yapının uzun konsolları ve yaşam alanının yola doğru uzanan kolu sayesinde, gün boyu güneşin doğrudan etkisinden korunarak, özellikle yaz aylarında ayrıca bir seperatöre ihtiyaç duyulmadan gölgede kalıyor.

Üst kat yatay düzlemde manzara yönüne doğru yerleştirildi. Zemin katın formunun oluşturduğu teras sayesinde, odalar zemin kattaki açık alanla düşeyde de bir ilişki kurdu.

Tüm açıklıklar ve konsollar betonarme ve çelik karma sistemle çözüldü. Üst kat tamamen çelik konstrüksiyonla oluşturuldu. Yapının zemin katında cephede ahşap kaplama tercih edilerek, zemin katı oluşturan kütlenin bahçeyle doğal bir ilişki kurması amaçlandı. Üst kat ise net beyaz bir kütle olarak tasarlandı. Böylece ahşap kaplamalı zemin katla kontrast yaratması ve konsollarla açıklıkların vurgulanması sağlandı.