Derleme Öykü
Deprem sonrası konut prototipleri üzerinde çalışan ekibin mevcut bir strüktürü bozarak ürettiği yemekhane, kullanıcıları olan öğrenciler ve ebeveynleriyle birlikte hikayesini cephe duvarına taşıyor.
Bu proje, irade ve şansın buluştuğu bir anda doğdu. 2016’da, Birleşmiş Milletler Habitat III Konferansı için Alman Pavyonu’nun tasarım ve uygulamasını yapmıştık. Sadece birkaç metre uzağımızda ise Infovanit Pavyonu duruyordu. Pavyona, toplumsal bir kullanım eklememiz istendi. Söküp yeniden kullanmak için mükemmel bir strüktür olduğunu düşününce önerimiz, malzemelerin yeniden kullanılması öğretisi ile ilişkili oldu: Pavyonu 16 Aralık 2016 depreminin mağdurları için üzerinde çalıştığımız konut prototiplerini dikkate alarak dönüştürecektik.
Tanıştık, etkileşim kaçınılmazdı ve bir ittifak kurduk. Infovanit Pavyonu söküldü, bizim depomuza gitti. Bir sonraki adım, pavyonun nasıl toplum hizmetine sunulacağını ve nerede yeniden tekrar kurulacağını bulmaktı. Pavyon, bir evin arketipik formuna sahip kesişen iki uzunlamasına hacimden oluşuyordu. İlk yaptığımız, iki mekan elde etmek üzere hacimleri ayırmak oldu. Böylece, içeride sınıf, yemek odası, atölye alanı ve sera gibi mekanlar elde edebilirdik. Esasen bu karar bize bir sergiden epeyce farklı olan topluluk etkinlikleri üretebilecek mekan da sağlardı.
Proje için yer arayışı ise süreçte işbirliği içinde çalıştığımız Taller General sayesinde hızlıca çözüldü. 2016 depreminin ardından Guadurnal halkına teknik yardım vermeye başladıkları için ihtiyaçların ne olduğunu iyi biliyorlardı. Pavyonu iki sınıfa çevirmeye yeltenerek başladık ama biz bu fikir üzerinde çalışırken iki sınıflı PVC kullanılan prefabrik mekan, devlet yardımıyla kuruldu.
İyi ya da kötü, okulun ihtiyacı karşılanmıştı. Sonraki aşama, okul öğrencileri için yemek odası ihtiyacına cevap üretmekti. Katılımcı atölye süreçleri boyunca topluluk üyelerinin en çok değindiği sorunlardan biri kuvvetli yağmurlar esnasında sel baskınlarının olduğu arazi olmuştu; selin en ciddi boyutlarda görüldüğü yıllarda su seviyesi iki metreye ulaşmıştı. Haliyle, projeyi yükseltmek ve zemine daha geçici kullanımlar yüklemek alınabilecek en bariz karardı. Öte yandan, bu sayede kıyı bölgelerinde buluşma alanı oluşturmak için esas olan gölgeden de faydalandık ve strüktürün altına birkaç tane de ağ yerleştirdik. Bu ağlar çocuklar kadar yetişkinler için de yaratılmış mekana oyuncul bir karakter verdi.
Proje çevre halkı için hızla simgesel bir hale geldi ve kendi imkanlarıyla şeker kamışı duvarları çimento sıvamaya karar verdiler. Bu iyileştirme sırasında bize de hangi renge boyamaları gerektiğini sordular. Bunun üzerine Taller General ekibinin bir parçası olarak halen alanda bulunan sokak sanatçısı ve grafik tasarımcı David Sur, yeniden inşanın başından yemekhanenin bitişine dek geçen süreyi anlatan bir duvar resminin sorumluluğunu üstlendi. Böylece mekan, çevre halkın deprem öncesi ve sonrasına atıfta bulunan diliyle, tarihinin bir derlemesine dönüştü.
İlgili İçerikler:
-
ODTÜ’lülerden Acil Tasarım Stüdyosu
-
Afet Sonrası Prefabrik Çözümler
-
Katılımcı Tasarım Pratikleri
3 Ağustos 2022’de ATÖLYE, Participatory Design Conference (PDC) Turkey ve İstanbul Planlama Ajansı (İPA) ev sahipliğinde “Katılımcı Kent Yürüyüşü” etkinliği düzenlendi. ATÖLYE İstanbul’un Bomontiada’daki Hub’ında başlayan yürüyüşün ardından yapılan çalışmalar 12 Ağustos 2022 Cuma günü İstanbul Planlama Ajansı'nda (İPA) gerçekleştirilen, uygulayıcıların ve araştırmacıların katıldığı bir panelle izleyicilere sunuldu. Panelde çalışmalarını anlatan ATÖLYE ekibinden Ecem Çınar ve Aleyna Türker'le katılımcı tasarım yöntemlerini ve çalışma süreçlerini konuştuk.
-
Topraktan Kadınlara
-
Yapılaşan Birliktelik
-
Kökenin İnşası
-
Gücü Paylaşmak
-
Patikadaki Durak