Görüş Alanı

Yüzeylerden yansıyan her bir insan, nesne ve hareketi etkileşimin parçası haline getiren yerleştirme, sınırları değiştiren görüntülerle sahildeki deneyime farklı bir boyut kazandırıyor.

Bu yıl Avustralya’da gerçekleştirilen Sculpture By The Sea 2018 sergisi kapsamında Gjøde & Partnere Arkitekter tarafından tasarlanan The Desert Island adlı yerleştirme, Hint Okyanusu’na bakarak kumların üzerine yerleşen 72 metrelik bir ayna duvardan oluşuyor. Kumsalı, mavi suları ve ötedeki ufuk çizgisini yansıtan aynalar, eğrisel formun etkisiyle kendi içinde bir anlamda kapalı bir alan tanımlayarak illüzyon etkisi yaratıyor; sonsuz bir denizin ortasında kalmış ıssız bir ada meydana geliyor.

Yalnız kalma ve bir arada olma fikirlerinin birleştiği yerleştirmeyi, mimar Johan Gjøde hem doğal peyzajı hem de sosyal etkileşimi çerçeveleyen bir strüktür olarak niteliyor. İnsanların yerleştirme ile kurduğu ilişkiler buradaki deneyimin bütünleyici unsuru olurken; duran, hareket eden, değişen her şey, her şekil ya da her renk bu yerleştirmenin bir parçası oluyor. Bölgenin en çekici özelliklerinden biri olan gün batımlarını da yakalayan tasarım, aynı zamanda bu deneyime yeni bir mekansal boyut kazandırıyor. Her ayna parçası, güneşi kumsalın üzerinde çoğaltarak yansıtıyor.

the desert island, Gjøde & Partnere Arkitekter, Sculpture by the sea, XXI Mimarlık Dergisi

Çapı 63,4 metrelik bir yarım daire oluşturan yerleştirme 880 metrekarelik bir alanı kaplıyor. Kontraplak levhalara yapıştırılmış aynalar, üçgen ahşap strüktürler ile destekleniyor ve bu sistem de kumun yarım metre altına gömülen çelik tabanlarla birleşiyor. Metal tabanları örten kum, bütün sistemi sabitleyen ve yerleştirmenin kuvvetli rüzgarlara karşı ayakta durmasını sağlayan öğe olarak çalışıyor.

Ofis aynı sergi için 2015 yılında Danimarka'da "The Infinite Bridge" isimli bir yerleştirme daha tasarlamıştı.

Aşağıdaki videoda, dünyanın en geniş açık kamusal heykel sergisi olan etkinlikte bu sene yer alan işleri görebilirsiniz.

Etiketler: