Hotel Casa TO
Ludwig Godefroy Architecture tarafından tasarlanan otel, altın gün batımlarıyla ünlü, deniz, kum ve kayalıkların eşsiz bir manzara oluşturduğu Pasifik kıyısındaki La Punta Zicatela’da bulunuyor.
Proje, sadelik ve kavramsal zarafet anlayışıyla tasarlandı. Geleneksel ve modern unsurların birleştiği bu yapı, doğanın huzuru içinde sakin bir deneyim sunuyor. Casa TO ismi, sadece içine girildiğinde radikal bir duyusal deneyim yaratan bir Oaxacan tapınağının yeniden yorumlanması olarak, dingin bir tefekkür fikrini ifade ediyor.
Yapı, iki tarihi su yapısından ilham alıyor: İstanbul’daki 6. yüzyıldan kalma Yerebatan Sarnıcı ve Londra’nın Finsbury Park’ındaki 19. yüzyıldan kalma Hornsey Wood Rezervuarı.
Proje, mahremiyet ve dış dünyadan korunma fikrine odaklanıyor. İç mekânda, gökyüzü ve brüt beton duvarlarla sınırlanan, muz ağacı ve çarkıfelek meyvesi sarmaşıklarından oluşan bitki örtüsüyle çevrili bir sığınak yaratılıyor. 600 metrekarelik bu alanda, mimar Godefroy estetik ve işlevselliği bir araya getirerek beton, çelik, kil ve ahşap gibi ham malzemelerin doğal dokularını ön plana çıkarıyor.
Casa TO’nun iç mekân tasarımı, doğal çevresinden ilham alarak, arazide bulunan bir mavi Madagaskar palmiyesinin (Bismarckia nobilis) tonlarını yansıtıyor. Brüt beton ve paslanmaz çeliğin doğal tonlarının oluşturduğu renk paletine, demir işlerinde, Natural Urbano Studio tarafından yapılan lambalarda ve dekoratif detaylarda görülen turkuaz rengi eşlik ediyor. Cam eşyalarda ve tekstil ürünlerinde ise sarı, mavi ve yeşil vurgular dikkat çekiyor.
Puebla, Guadalajara ve Oaxaca'daki usta marangozlar tarafından üretilen, sadeliği ve inceliği yansıtan mobilyalar, Tiago Solís Van Beuren tarafından tasarlanan bambu parçalarla birlikte dokuları vurguluyor. Yerel zaatkarların zengin işçiliğini ve yaratıcılığını ortaya koyan bu eşsiz parçalar, konuklar tarafından adil ticaret programı kapsamında satın alınabiliyor.