Sinan Genim’e Açık Mektup

Politeknik ile Toplumcu Mühendisler ve Mimarlar Meclisi, Narmanlı Han restorasyon projesinin mimarı Sinan Genim'e ithafen açık mektup yayınladı. Mektup, yok etme rejiminin tarihi, kültürel ve mimari değerleri hedef aldığının altını çizerken, mimar Genim'i projeden vazgeçmeye çağırıyor.

fotoğraf: tarık kaan muşlu

Mektubun tam metnini aşağıdan okuyabilirsiniz:

Bu mektup; okulunu okuyan, meslek pratiğini yapan, bu mesleği bilen ve dokunduğu kenti yaşayanlarıyla tasarlayan mimarlar tarafından “vaveyla” koparmak amacıyla yazılmıştır.

Beyoğlu’nun ve İstanbul’un toplumsal belleğinde, mimarisinde, kent yaşamında önemli yeri olan yapıların dönüşümüne ve yok oluşuna üzüntü içinde tanıklık ediyoruz. Kısa zaman içinde birçok alanın, bir röportajınızda* da bahsettiğiniz gibi “piyasa koşullarının gerektirdiği” şekilde mekansal, tarihi, kültürel ve mimari değeri gözetilmeksizin talan edildiğinin farkındayız. Bu yok etme rejiminin en önemli uygulayıcılarından biri olduğunuzun da...

Son olarak Beyoğlu’nun en eski yapılarından biri olan Narmanlı Han’ın restorasyon adı altında yıkımına ve kendi tabirinizle “şık” bir restoran ve mağaza adasına dönüştürme işine, gelen teklifi reddetmeyerek talip oldunuz; bu işe layık gördünüz kendinizi.

Ancak, kamuoyunda yaptığınız bazı pespaye açıklamalar, bu işe hiç de layık olmadığınızı gösteriyor:

- Narmanlı Han’da kalan ünlü edebiyatçıların ve ressamların hangi odada kaldığını dahi araştırma gereği duymadan dozerlerle hana girme cüreti gösterdiniz.

- Ahmet Hamdi Tanpınar, Bedri Rahmi Eyüboğlu ve Aliye Berger’in hangi odada kaldığını, 45 yıllık bekçi Mithat Bey başta olmak üzere cümle alem bilmesine ve kamuoyuna bildirmesine rağmen söylenenleri dikkate almadınız, üstelik çok çirkin biçimde bu insanlara hakaret ettiniz; yalanlar söylediniz.

- Modern ve geleneksel mimarinin önemli yapılarından biri olan bu han için “kıymetsiz bir yapı” ifadesini kullandınız.

Örnekler çoğaltılabilir, ama kamuoyu nezdinde nezaketsiz yaklaşımınızı ortaya koymuştur diye düşünüyoruz.

Bizler, mimarlığın etik-bilimsel-toplumsal değerleri olan ve kamusal bir faaliyet olduğunu gözeten mimarlar olarak aşağıda yaptığımız uyarılarımızı dikkate almanızı tavsiye ediyoruz:

1- Birçok sanatçıya barınma ve üretim mekanı olmuş Narmanlı Han, gerek mimari ve kültürel değeri, gerek kent belleğindeki yeri nedeniyle kamusal kullanıma açık bir yapı olarak korunmalıdır.

2- Mimarlığını yaptığınız proje, aynı Demirören AVM, Serkıldoryan, Emek Sineması, Majik Sineması gibi bir yıkım projesidir. Bu yıkıma ortak olmayın!

3- Sinan Paşa Cami, Beyoğlu Belediyesi restorasyonlarınız; Galatasaray Üniversitesi sürecindeki inadınız; ayrıca Sulukule ve Tarlabaşı’nın yıkımına neden olan ve bunun gibi birçok tarihi mahalleyi yerle bir edecek olan 5366 sayılı Yenileme Yasası’ndaki birincil rolünüz nedeniyle zaten bu kente karşı yeterince suç işlemiş bir mimar olarak bu sicili daha fazla kabartmayın ve bu projeden vazgeçin!

İçinde yaşadığımız vahşi neo-liberal kapitalist dönemin ruhunu iyi kavradığınız ve benimsediğiniz belli... Bu dönemin dizginsiz olanaklarından faydalanmaya çalışırken hiçbir hesap vermeyeceğiniz varsayımıyla hareket ettiğiniz de belli... Ancak, bilin ki, toplumun tamamına karşı işlenen suçlar gibi, kente karşı işlenen suçlar da karşılıksız kalmayacak; sırtınızı yasladığınız siyasi iktidarın bütün üyeleriyle; kente karşı işlenen suçların bütün sorumlularıyla birlikte siz de yargılanacaksınız. Tavsiyemiz, yol yakınken geri dönün!

Son olarak Yeni Şafak’taki röportajınıza binaen evet “gözümüz üzerinizde”**; olmaya da devam edecek!

*http://bianet.org/bianet/toplum/162651-narmanli-han-in-akibetini-mimari-acikladi

**http://www.yenisafak.com/hayat/bu-kadar-cehalet-ancak-tahsille-olur-2399292

Etiketler:

İlgili İçerikler: