Ülke ve Dünya Mimarlık Gündemine Öğrencilerle Birlikte Sakarya’dan Bakmak
Sevgili dostlarım Eray ve Sinan’ın, “Zincirleme Reaksiyonlar” başlığı altında, yaklaşık 2 yıldır sürdürdükleri, karşılıklı makaleleşme serilerine bu aydan itibaren ben (biz) de katılacağım. Sinan’ın bir süre uzaktan izleyeceği köşeye en yakın sürede dahil olmasını diliyorum.
Mimarlık gündemlerini kişisel perspektiflerinden değerlendiren bu iki arkadaşıma eşlik etme teklifi gelince çok heyecanlanarak kabul ettim. Heyecanlanmama neden olan şey, bir yıl önce Sakarya Üniversitesi Mimarlık Bölümü öğrencileri ile birlikte gerçekleştirdiğimiz “Gündem Toplantıları”nın, zincirleme reaksiyonlar ile içerik olarak paralellikler taşımasıydı. Bir dönem boyunca sürdürdüğümüz gündem buluşmalarının, yeni bir mecraya taşınabilmesi için zincirleme reaksiyonların iyi bir fırsat sunduğunu düşündüm.
2016-2017 Bahar yarıyılında Sakarya Üniversitesi Mimarlık Bölümü’nden 15-20 kişilik hayata ve meslek alanına karşı merakı diri olan bir grup öğrenciyle iki haftada bir gerçekleştirdiğimiz Gündem Toplantıları, şu içerik ve formatta gerçekleşti: Öğrenciler kendi oluşturdukları gruplarla birer tema belirlediler. Kendi ilgi alanlarına göre isimlendirdikleri tema başlıklarından bazıları şöyleydi: kent ve politika, mimarlık eğitimi ve üniversiteler, kent ve doğa, mimarlık yarışmaları, dergi editör metinleri, mimarlık ofisleri... Bu temalarla ilgili haberler, güncel olmak ve son 15 gün içerisinde herhangi bir haber portalında yayınlanmış olmak kaydı ile toplantıya aktarıldı. Öğrenciler neden bu haberi seçtikleri, haberi nasıl algıladıkları gibi kişisel yorumlarını da ekleyerek diğer öğrencilerle birlikte içeriği tartışmaya açtılar. Dönem boyunca gerçekleştirilen bu etkinlik ile bir Anadolu üniversitesi olan Sakarya’nın yeni kurulmuş bir bölümünde lisans eğitimlerine başlayan mimarlık öğrencilerinin, seçtikleri-ilgilendikleri konu ile ilgili ülke ya da dünya mimarlık gündeminden hangi haberlere dikkat ettiklerini, hangi içeriklerin ilgilerini çektiğini keşfetmek hedeflendi. Toplantıların sonunda, dönemi değerlendiren bir rapor sunup paylaşmak hedeflendiyse de, hem öğrencilerin hem de akademik kadronun yoğun iş temposu nedeniyle ne yazık ki bu hayata geçirilemedi.
İşte bu köşe aracılığıyla bir dönem önceki gündem toplantılarını şu formata dönüştürerek sürdürmeyi hedefliyoruz: Yine aynı gönüllü öğrenci grubuyla, yine kendi perspektifimizden mimarlık gündemine bakmak ve gündeme dair okumalarımızı dostumuz Eray ile paylaşmak ve onun görüşlerimize katkı sağlamasını beklemek… Aynı zamanda Eray’ın gündem konularını hep birlikte tartışarak kolektif bir tartışma ortamıyla cevap metinleri üretmek...
Sözü Eray’a bırakmadan öğrencilerle gerçekleştirilen bu formatın nasıl kurgulandığını söylemeden geçemem... Küçük Armutlu Mahallesi’nde bir mimarlık yarışması düzenleme ekibinde yer aldığım için kısa süreli olarak yaşadığım tutukluluk dönemimde kaldığım Gebze Kadın Hapishanesi koğuşunda “Gündem Toplantıları” başlıklı bir öğrenme-tartışma-günceli takip etme etkinliği vardı. Her gün koğuşa gelen dört gazete, koğuşta kalan tutuklu ve hükümlüler tarafından okunsa da, çeşitli köşe yazılarının atlanmaması için şöyle bir yöntem uygulanıyordu. Her kişi bir temadan sorumlu, örneğin; iç siyaset, dış siyaset, ekonomi, kültür sanat gibi... Bu kişiler dört güncel gazeteden kendi alanlarına ait haber ve köşe yazılarını takip edip not almakta ve arşivlemekte, haftada bir kez gerçekleştirilen toplantıda da bu birikimlerini, ülke ve dünya gündeminde neler olduğuna dair koğuşta kalan diğer kişiler ile paylaşılmakta... Bu etkinlik ile karşılaştığımda, akademide “dahi” böyle sıkı bir gündem takibi pratiğine sahip olmadığımızı düşündüm. Daha da önemlisi, bu sıkılıkta bir çalışmanın kolektif olarak yürütülmesini aslında içerikten daha da etkileyici bulduğumu söylemeliyim. Bir akademisyenin meslek alanına ait güncel bilgileri ne sıklıkta takip ettiği, güncele dair ne kadar bilgiye sahip olduğundan öte, bunu yapmaya özen gösteren kişilerde de, çalışmanın bireysel olarak gerçekleştirildiği, öğrenci ya da akademik kadro ile ortaklaştırılmadığı ve kolektif bir bilgi üretiminin gerçekleşmediği gözlenir. Sakarya’daki mimarlık bölümünün iştahlı, meraklı, sorumluluk duygusu gelişmiş öğrencileriyle bu içerikte bir kolektif mimarlık haberi takibi, beni hem çok bilgilendirdi hem de gençliğin inşa edeceği geleceğe dair umudumu korumama katkı sağladı.
Önümüzdeki süreçte bunu Eray ile karşılıklı bir diyaloğa dönüştürmek, Sakarya yerelinden üretilmiş tartışmalara, onun da Londra’dan ses vermesi, ama daha da önemlisi bunu herkesle paylaşıyor olmak heyecan verici...
İlgili İçerikler:
-
Urban Backflip Stüdyo Çıktıları Sunumu: “premiere”
-
Tarihi İzler ve Mülkiyet Bağlamında Üretim Mekanları: Cibali Ayakapı Hamamı İşlevsel Dönüşüm Önerisi
Sakarya Üniversitesi öğrencileri, İstanbul Cibali'deki Ayakapı Hamamı için tasarladıkları çağdaş ek ile dışa kapalı hamam yapısını kente entegre etmeyi amaçlamışlar.
-
Van Tekel Binası’nın Kolektif Üretim Mekanına Dönüşümü
Sakarya Üniversitesi öğrencileri, Van'daki Tekel Binası için tasarladıkları çağdaş ekle, kentin üretim ve zanaat mirasını hatırlatıyorlar.
-
Sinestetik Etkileşimler: Üsküdar Vapur İskelesi
Sakarya Üniversitesi öğrencileri, Üsküdar Vapur İskelesi için duyusal nitelikleri zengin çağdaş bir ekin nasıl olabileceğini araştırdıkları projelerini anlatıyorlar.
-
Kamusal Oylum Önerisi: Paşalimanı Un Fabrikası
Sakarya Üniversitesi öğrencileri, mimarlık mirasına çağdaş eki konu aldıkları projelerinin ilki olan Paşalimanı Un Fabrikası'nı kaleme aldılar.
-
Korumada “Çağdaş Ek” Olgusuna Dair “Genç” Açılımlar…
Senem Doyduk ve Sakarya Üniversitesi öğrencileri tarhi yapılara çağdaş ek meselesini stüdyo projeleriyle tartışmaya açıyorlar. XXI'de iki haftada bir yayınlanacak projelerle yeni ve genç bir yaklaşımın olanaklarını araştıracaklar.
-
COVID-19 ve Antroposen’in Viralliği
Koronavirüs salgınına Antroposen bakış açısıyla yaklaşarak üretilen görsel-mekansal virallik, salgının kendisi kadar tehlikeli olmasın?
-
Konut ve Koruma Politikalarının Şiddet Tarihleriyle Kesişimi Üzerine Notlar
İngiltere’deki bu tartışmalar, sosyal konut ya da “herkes için konut” gibi yapılı çevre gündemlerinin, aralarında sömürgecilik, ırkçılık ve emek karşıtı iktisadi politikaların da bulunduğu toplumsal ve politik şiddet tarihlerinden bağımsız ele alınamayacağını hatırlatıyor. İlk bakışta bambaşka bir bağlam gibi görünen Türkiye’deki bir dizi güncel gelişmeyi dert edinenleri tam da bu nedenle ilgilendireceklerdir diye düşünüyorum.