Venedik Mimarlık Bienali Biterken...

EMEL BİRER

Dünyanın en önemli mimarlık etkinliklerine ev sahipliği yapan Venedik Bienali 18. Uluslararası Mimarlık Sergisi Kasım’da sona eriyor. Mimarlık alanındaki en bilinen ve geniş katılımlı uluslararası buluşmalarda güncel tartışmalara yön veren Venedik Mimarlık Bienali'nin bu yılki teması "Geleceğin Laboratuvarı" idi. İçinde gelecek olan bir temayı çocuklardan bağımsız düşünmek doğru olmaz sanırım. Geleceğe tanıklık edecek bir sergiyi her ne kadar konu çocuklar için mimarlık alanının bazen anlaşılması zor konseptleri içinde kalmış olsa da kapanış gezisini kızım ve (artık çocuk olmayan) oğlumla gerçekleştirme şansını yakalayabildim.

Geleceğin Laboratuvarı olarak belirlenen tema hakkında bienalin başında küratör Lesley Lokko şunları söylemişti: "Yeni teknolojiler sürekli olarak ortaya çıkıyor ve kayboluyor, bize dünyanın muhtemelen asla ziyaret etmeyeceğimiz, dahası anlamayacağımız kısımlarındaki hayata dair ufak bakışlar sunuluyor. Oysa hem yakını hem de uzağı aynı anda görmek, Du Bois ve Fanon’un da belirttiği gibi, bir 'çifte bilinç' biçimidir."1

Bugün çocukların yaratıcılık ve sanattan çok akademik becerilerinin gelişmesi uğruna zorlanmalarının neticesinde okul öncesi dönemde daha fazla davranışa yönelik problemler yaşamaya başladığı2, okullarda uygulanan "zaman" ve "mekân/alan" olarak birbirinden ayrıştırılmış sistemin buna neden olduğu biliniyor. İşte tam da bu noktada hem yakını hem uzağı görebilme kabiliyeti zaman/mekân arakesitinde çocukla buluşturulamıyor. Çünkü çocuklar için oyun hem zaman olarak "boş zamana" hem de mekân olarak "açık hava saatlerine" bırakılmış durumda3. Oysaki öğrenme dinamik bir süreç ve çocukların bugüne ve geleceğe ait kafalarındaki sorulara çözüm bulmak için daha fazla fiziki çevreyle etkileşime girmeleri4 ve onları cesaretlendiren mekanlar içinde bulunmaları gerekiyor5.

Bilim bir şeyleri olduğu gibi incelerken, tasarım nasıl olabileceklerini hayal ediyor diyor Marco Ferrari6. Hayallerin test edildiği bir gelecek laboratuvarı, Venedik Mimarlık Bienali'nde, hayal kurmakta sınır tanımayan çocuklar için zaman/mekan arakesitinde görücüye çıkıyor. Hem yakını hem uzağı çocukların oyunla görmeleri bu mekanlarda mümkün mü o halde? Manguel ve Guadalupi’nin Hayali Yerler Sözlüğü7’nde bahsi geçen güneşin her gün farklı renge bürünmesi ve bunu hasadı yapılan karpuzların belirlemesi gibi gerçekten uzakta olmayan yerlerin laboratuvarında yapmak elbette mümkün. Venedik Bienali 18. Uluslararası Mimarlık Sergisi’nde çocukların ilgisini çeken ve bu anlamda öğrenmeyi oyunla buluşturan gerçek mekanlar var.


Selin: Anne bu marketten alışveriş yapılır mı?


Letonya Ulusal Pavyonu, farklı mimari fikirleri ve ürünleri bir araya getiren bir süpermarket olan "TCL"yi sergi tasarımına dahil etmiş. Çocukken süpermarkette alışveriş yapmak, kasiyer olmak oyunların başında gelirdi. Serginin küratörlüğünü Uldis Jaunzems-Pētersons üstlenmiş ve tasarımı Ernests Cerbulis, Ints Menģelis, Toms Kampars ve Karola Rubene'den oluşan bir ekip tarafından yapılmış. Pavyon, süpermarket imajı üzerinden mimariye dair farklı fikir ve kavramların aynı raflarda buluştuğu, çeşitli ve demokratik bir alan yaratmayı amaçlıyor. Sergilenen 506 ürün, son on Venedik Mimarlık Bienali'nde sunulan fikirleri öne çıkarıyor8. Sergi aynı zamanda ziyaretçilerin geçmiş edisyonların önemini ve etkisini yeniden değerlendirmek için bir oylama sistemine katılarak "ürünler" ile etkileşime girmesine de olanak tanıyor. 506 tercih, bireysel inançlara ve aidiyet duygusuna, diğer durumlarda ürünün algılanan özelliklerine ve geçmişine veya ürünün bulunduğu kategoriden öne çıkma arzusuna dayanıyor.

Letonya Pavyonu

Markete gelenler beğendikleri ürünleri alabilmek için önce mevcut raftaki filelere topları atıyor ve topların durduğu ve rafın üzerine düşürdüğü ürünü (mimarlık fikrini) satın alıyorlar. Çocuk top alıyor, basket atıyor, hedefi vuruyor ve sonunda bir ülkenin mimarlık fikrini okuyor. Eğlenceli değil mi??? Önemli olan ürünler değil, sizin kararlarınız. Çok sayıda fikirle yüzleşmek yorucu olabilir ama ya karar vermek eğlenceli olursa? Oynamaya değer olur sanırım.

Letonya Pavyonu

Anne: Bienalde basket oynamaya ne dersiniz?


Küratörlüğünü Mariana Botey ve APRDELESP'nin üstlendiği Meksika Pavyonu, campesino basketbol sahasının genişletilmiş modelinin 1:1 ölçekli yeniden tasarlanmış bir parçasını içeriyor. Tipoloji olarak kırsal basketbol sahası üzerine araştırma için bir platform görevi görmenin yanı sıra, bienal boyunca aktif bir laboratuvar gibi çalışıyor. Geçici bir sosyal alan görevinde olan basketbol sahasının bir parçası, delikli kâğıttan bir asma tavan, bir propaganda kiosku, görsel-işitsel bir enstalasyon, sömürgecilik karşıtı bir müzik kutusundan oluşuyor9. Sergi alanında birden karşımızda basketbol oynayanları görmek çok şaşırtıcı. Bienali gezerken bir taraftan basketbol oynamak da çocuklar için güzel bir mola oldu doğrusu.

Meksika Pavyonu

Anne: Ayakkabılarını çıkarıp planın içinde oynamaya ne dersin?


İsviçre Ulusal Pavyonu, Karin Sander ve Philip Ursprung küratörlüğünde gerçekleştirdiği "Komşular" başlıklı projelerinde, İsviçre Pavyonu ile Venezuelalı komşusu arasındaki mekânsal ve yapısal yakınlığa odaklanıyor. Proje, mimariyi sergiye dönüştürerek aynı zamanda iki yapının mimarları arasındaki bağı da vurguluyor: İsviçreli Bruno Giacometti (1907 - 2012) ve İtalyan Carlo Scarpa (1906 - 1978). Küratörler uzun süredir aralarında devam eden ancak gözden kaçan ilişkiyi keşfetmeyi amaçlıyor. Olağanüstü mimari ve heykel kalitesine sahip bir bütün oluşturan yapıların, temsili işlevleri nedeniyle ayrı olarak düşünüldüğünü kabul ediyorlar. Sanatçı Karin Sander ve sanat tarihçisi Philip Ursprung, İsviçre Pavyonu'nu bir sergi için konteyner olarak kullanmak yerine bu haliyle sergiliyor. Giardini'deki tüm pavyonlar arasında en yakın olanı onlar. Bir duvarı paylaşıyorlar ve ana salondaki bir halı, iki birleşik zemin planını tasvir ediyor. Avlunun tuğla duvarına açılan geçici bir açıklık, bağlantıyı görünür kılıyor10. Bu aradan, ayakkabılarını çıkarıp içeri gir ve planın içinde gez. Duvarları olmayan bir evi gezmek ne kadar eğlenceli… Üstelik zemin yumuşak…

İsviçre Pavyonu

Anne: Geleceğe ne yazmak istersin?


Romanya Pavyonu, yalnızca disiplinler arası iş birliği sonucunda yapılan yeniliklerin ve icatların yaratıcı yolculuğunu ön plana çıkaran bir fikir üretim yeri. “Şimdi, Burada, Orada” başlıklı proje, ulusal bir yarışma sonucunda seçilmiş ve Emil Ivănescu, Simina Filat, Cătălin Berescu ve Anca Păsărin'den oluşan küratöryel ekip, gelecekteki gelişmelere yönelik olasılıklar alanını açmak için 20. yüzyılın başlarındaki unutulmuş icatlara yönelmeyi öneriyor11. Fikirler ve nesneler, ziyaretçinin katılmaya davet edildiği, geleceğe ilişkin diyaloğun bileşenleri haline geliyor. Ziyaretçi, etkileşimli olarak dört araştırma alanını keşfediyor: Kayıp Buluşlar, Yanal Pedagojiler, Hazır Bahçe ve Ortak Düşünme Kurulumu. Fikirlerin hepsi araştırma, yenilik ve sosyal aktivasyon yoluyla bir eğitim yöntemini temsil ediyor ve yeni çözümler olarak görülüyor. Romanya Pavyonu'ndaki yolculuklarının sonunda ziyaretçiler, serginin küratöryel söyleminden mesajlar içeren 500 mobil kartın yer aldığı interaktif metalik bir yapı olan Post-it askısına katkıda bulunmaya ya da kartları evlerine götürüp yerine küçük bir not, çizim veya fikir bırakabilecekleri yeni kartpostallar koymaya davet ediliyor. Her günün sonunda yapıya yerleştirilen kartpostal fikirleri taranarak serginin çevrimiçi platformunda yayınlanıyor. Öyleyse notunu yazıp asmaya ne dersin?

Romanya Pavyonu

1950’lerde Situationist International hareketinin yaratıcıları Cobra sanatçıları, işlevsel şehir kavramını çocuğun doğasındaki oynama eylemi ile buluşturup, bundan yola çıkarak yeni ve keşfe dayalı enformel bir toplum yaratmayı hedeflerler11. Bugünlere geldiğimizde de UIA Yapılı Çevre Eğitimi Mimarlık ve Çocuk Çalışma Grubu'nun misyonunda, çocukların mimarlığı; insanlık, kültür, kültürel miras, doğa ve toplum üzerinde etkisi olan yaratıcı, entelektüel bir deneyim ve tasarlama eylemi olması gerektiği12 vurgusunun, kısacası keşfe ve oyuna dayalı bir mimarlık anlayışının temel amaçlardan biri olduğunu görüyoruz.

Tüm gün bienalde önümüze çıkan çocuk dostu sergiler oynamaya, dolasıyla düşünmeye keşfetmeye ve soru sormaya neden oldular. Günün sonunda kızıma sordum iki yıl sonra tekrar gelmek ister misin bienale diye. Yanıtı evet oldu ve geleceğe iki yıl sonra orada olacağını yazdı ama tek kaygısı Venedik’in sular altında kalması oldu.


Selin: Keşke laboratuvarda bu konuyu da çalışsalardı…


Referanslar
1 https://yapidergisi.com/18-venedik-mimarlik-bienalinin-temasi-the-laboratory-of-the-future-olarak-belirlendi/
2 Gilliam, W. S. (2005). Prekindergarteners left behind: Expulsion rates in state prekindergarten systems. New York, NY: Foundation for Child Development.
3 Samuelsson, I. P., & Carlsson, M. A. (2008). The Playing Learning Child: Towards a pedagogy of early chil- dhood. Scandinavian Journal of Educational Research, 52(6), 623.
4 Speaker, K. M. (2001). Interactive exhibits theory: Hints for implementing learner-centered activities in ele- mentary class- rooms. Education, 121, 610.
5 Lundmark, C. (2002). Lifelong learning. AIBS Bulletin, 52(4), 325.
6 Marco Ferrari (Studio Folder) Söyleşi, Stüdyolar Okulu, öğrenme Biçimi olarak tasarım okullar okulu, 4. İstanbul Tasarım Bienali
7 Manguel, A., Guadalupi, G. (2005), Hayali Yerler Sözlüğü, YKY, 1.ilt.110.
8 https://www.latvianpavilion.lv
9 https://www.labiennale.org/en/architecture/2023/mexico
10 https://www.archdaily.com/997292/exploring-territorial-relations-the-swiss-pavilion-at-the-2023-venice-biennale-is-curated-by-karin-sander-and-philip-ursprung
11 http://nowherethere.com
12 Lefaivre, L., de Roode, I., (2002). Aldo van Eyck: The Playgrounds and the City, Nai Publishers, Rotterdam
13 https://www.architectureandchildren-uia.com/_files/ugd/578646_adfdb86a9891442c896418cd1e6f6210.pdf

Etiketler: