P+S Estudio de Arquitectura tarafından tasarlanan Compluvium, suya adanmış bir mekânsal deneyim sunuyor.

EN

Fransa’nın Rouen kentinin bol yağış alan iklimini ve Canteleu ormanlarının doğal dokusunu vurgulayan bu yapı, zamansız bir "mekânsal eser" olarak tasarlandı. Geometrik formu doğayla tezat oluştururken, keten ve fiberglas kaplamaları ışıkla etkileşime girerek yapının çevreyle uyum içinde görünmesini sağlıyor.

Yapının temel amacı, suya karşı bir korunak oluşturmak değil, aksine suya bir barınak sağlamak. Mimari, iç mekândan dışarıya doğru bir deneyim sunarak, suyun ormandaki varlığını hissettirmeyi hedefliyor. Ortasında 5 x 5 x 5 metrelik sanal bir küp oluşturan eğimli çatıları, tıpkı Antik Roma’daki atriumlar veya Senegal’in Diola topluluğunun geleneksel evleri gibi yağmur suyunu merkeze yönlendiriyor. Bu sistem, suyun mekânda sadece gözlemlenmesi için tasarlandı.

Malzeme seçimi, mekânsal deneyimi en yalın şekilde güçlendirmek için yapıldı. Üç temel malzeme kullanıldı:

  • Çam ahşap iskelet, yapıya form kazandırıyor.
  • Fiberglas kaplama, su geçirmez bir zar görevi görürken ışığın içeri girmesine izin veriyor.
  • Keten kaplama, dış yüzeyde siyah bir koruma katmanına sahipken iç mekânda doğal dokusuyla yer alarak iç ve dış arasındaki kontrastı vurguluyor.

Bu üç malzeme, farklı dokuların etkileşimiyle mekânsal atmosferi şekillendiriyor. Aynı zamanda ahşap ve keten, Normandiya’nın geleneksel mimarisine ve kültürel kimliğine doğrudan referans veriyor. Yapı, Rouen’in mimari mirasını çağdaş bir yorumla ele alarak mimari, bölge ve hafıza arasında bilinçli bir ilişki kuruyor.