Zonguldak şehir merkezine yaklaşık 3 km uzaklıkta, eski Zonguldak – Ankara Karayolu üzerinde yer alan Üzülmez Lavuarı, Buda Mimarlık tarafından hazırlanan restorasyon projesiyle kültür merkezi olarak yeniden işlevlendirildi.
"Doğal çevre geçmiş ve geçmekte olan zamana tanıklık eder, yaşanmış bütün hatıraları içerisinde muhafaza eder." Tim Ingold
Zonguldak şehir merkezine yaklaşık 3 km uzaklıkta, eski Zonguldak – Ankara Karayolu üzerinde yer alan Üzülmez Lavuarı, Buda Mimarlık tarafından hazırlanan restorasyon projesiyle kültür merkezi olarak yeniden işlevlendirildi.
Alan üzerinde, farklı dönemlerde farklı amaçlar doğrultusunda ekleme ve çıkarmalara maruz kalmış bir
yapı stoğu bulunuyor. Bunların en eskisi olan lavuar binası, yığma taş
duvarları ve ahşap çatı strüktürüyle kendini belli ediyor.
Bu yapının hemen karşısında bulunan, erken dönem betonarme strüktürlü atölye yapısı, gerekliliklerden dolayı fazlaca müdahale görmüş ve yapısal anlamda kötü bir durumdaydı.

Projeye ilk
yaklaşım, kömür işçiliği ve üretim sürecinin kültürel bir zenginlik, korunması
gereken bir hafıza parçası olarak kabul edilmesiyle ortaya çıktı. Bu
doğrultuda projenin üzerine konumlanacağı zeminin, “bağlamsal olarak” kültür
hafızası zemini olması hedefleniyor.
Mimari müdahale olarak prensip kararları; niteliksiz eklerin kaldırılması, özgün mimari elemanların minimum müdahale ile sağlamlaştırılarak korunması olarak ele alındı.
Kültür kampüsü içerisinde, yeni işlevlerden dolayı yapılması düşünülen ek yapıların, endüstri yapılarına ait, cesur tutumla yapısal elemanların “ekspozisyonu“ olarak oluşması amaçlanıyor.
Kent hafızasında farkında olmadan yer etmiş bu yapısal tutum, yeni kültür kampüste bilinçli bir kimlik oluşturma çabası olarak ortaya çıkıyor.
Yapıların ve arsanın yeniden kullanımına yönelik karalar doğrultusunda; Lavuar binası kent müzesi, atölye binası ise kültür sanat fonksiyonları için değerlendirildi.
Arsanın alt kotu yeme-içme alanı olarak tasarlanırken, üst kotun farklı açık hava etkinliklerine hizmet etmesi amaçlandı.