Gün geçtikçe kentleşen dünya yüzeyi üzerinde kent nihai bir model ve hemen her şey için temel bir ölçü müdür? Kentler kadar radikal bir dönüşüm süreci içine giren kırsal alanların rolleri nasıl tarif edilir? Kırı kent üzerinden anlamaya çalışmak ne derece yeterlidir? Dönüşümün ve yaşam alanlarının üstlendiği rollerin yansıması olarak kırsal alana yönelik yeni bir bakış, yeni bir kırsal tanımı nasıl geliştirilebilir? Tüm bu sorular belki de kırsal peyzaja dair yeni açılımları tartışmak için iyi bir başlangıç noktası olabilir.
Kırsal alan ve ürettiği peyzaj durumunun tasviri insanların kıra olan yaklaşımını şekillendiren önemli bir etkendir. Söz konusu tasvir genellikle kırsal alanı kentin dışında kalan araziler olarak ele alma eğilimindedir. Öte yandan kırsal alana olan merkeziyetçi bakış, çok geniş alanları kapsayan kırsal araziyi kuşbakışı görür ve bazen de insan ölçeğini unutarak kırsala uzaktan bakar. Bu durum da kırsal alanı ve kıra ait müdahaleleri planlamanın temel konularından biri olarak algılanmasına neden olur. Bu yazı, tasarımın önemli bir alanı olan ancak göreceli olarak az dillendirilen bir kırsal algı üzerine odaklanıyor.
Pratikte kır olarak adlandırdığımız “yaşam alanları” kent üzerinden tanımlanıyor, kente olan katkısı üzerinden değerlendiriliyor ve kentsel bir tavırla ele alınıyor. Ne var ki kırsal alana yönelik geliştirilen bu bahtsız yaklaşım bu alanların inceliklerini, zenginliklerini ve kendi var oluş biçimlerini görmezden gelen bir tutumu öne çıkarıyor. Genel bir kabul ile kırsal alan, kent dışı ekonomik etkinlikler olarak tanımlayabileceğimiz tarım, hayvancılık, ormancılık, arıcılık, balıkçılık gibi doğal kaynaklar üzerinden gelişen yerel ekonomilerin şekillendirdiği, birebir ilişkilerin ön planda olduğu ve geleneksel yaşam pratiklerine dayalı bir üretim biçiminin süregeldiği alanları temsil eder. Bu kapsamda diyebiliriz ki kırsal alan birbiri ile ilişkili durum okumalarını gerektirir. Söz konusu ilişkiler ise sosyo-kültürel, sosyo-ekonomik ve fiziksel yapının farklı biçimlerde birbiri ile etkileşime geçtiği ve söz konusu etkileşim sonucu farklı kimliklerin ortaya çıktığı yerleşim karakteristiklerini geliştirir. Kırsal alanların en önemli bileşenleri olan kırsal yerleşimler ise kırsal toplumun kolektif duruşunu yansıtan, ölçeği, çevre ile olan ilişkileri kapsamında çözünük bir yapıya sahip olan yerleşmelerdir. Kırsal yerleşimi tanımlayan çözünük olma hali, yerleşimin içerisinde bulunduğu doğal yapının sürekliliğinin, katı sınırlara sahip olmamasının ve geçirgenliğinin bir ifadesi olmaktadır.
Kırsal alanın bir diğer karakteristiği vernaküler olma durumudur.1 J. B. Jackson (1986) vernaküler peyzajı “yerel gelenekler, ortaya çıkan yeni durumlara karşın pragmatik adaptasyonlar ve önceden tahmin edilemeyen devingenlik durumunun bir ürünü” olarak tanımlar. Bu kapsamda vernaküler peyzajlar, kültürel normların ve değerlerin görsel kanıtlarını gösterir. Tarımsal peyzaj, dokular, ürün deseni, parselleri ayırıcılar, hendekler, kanallar, çitler, bu yapı içinde var olan strüktürler ve kırsal mekanın paydaşları ile kırsal alan farklı biçimlerde vernaküler peyzajlar üretir. Kırsal alanda var olan vernaküler peyzajlar müşterek ve yayılıcı peyzajlardır. Bu kapsamda tasarım için yorumlanmaya açık ve yenilikçi tasarım yaklaşımlarının geliştirilebileceği önemli arketipler sunar. Nitekim, çağdaş peyzaj tasarım pratiğinin son 20 yıllık kesitinde bir biçim dili haline gelen tarımsal izleri barındıran tasarımların kırsal dokulardan esindikleri aşikardır.
Kırsal peyzajı, tasarım disiplinlerinin önemli bir performans alanı yapan şey, tam bir arakesit sunuyor olmasıdır. Kır özünde, kentle olan ilişkisi üzerinden değerlendirilemeyecek kadar zengin dokulara ve izlere sahip olan, insan ve doğa etkileşiminin en özgün örneklerini yansıtan, kent ve doğa arasındaki geçişi temsil eden başlı başına bir varoluş mekanıdır.2 Nitekim peyzaj kelimesinin en eski etimolojik kökeni olarak gösterilen ve ilk kez 13. yüzyılın başlarında kullanılan Flemenkçe kelime “lantscap” yönetilen, kontrol edilen arazi anlamını taşıyor. Bu kapsamda “peyzaj” kelimesi temelinde kırı tasvir eden, insan-doğa etkileşimi sonucunda gelişen kültürel bir eylemin sonucunu vurguluyor. Peyzajın kökenini kırsal alan üzerinden tasvir etme hali, öncül tasarım eylemlerinin var oluş mekanı olarak kırı yüceltiyor.
Tasarımcının kıra bakışını tartışmak gerekirse farklı durumlardan söz etmek mümkün. Kırın dinamiğini, yaşam ritmini, ilişkilerini, dokularını anlamak meşakkatli bir iştir. Nitekim bütün bu özellikler birbiri içine girmiş mükemmel bir bütünü oluşturur. Bu bakımdan gözden kaçabilecek incelikleri barındıran kırsal alanda tasarlama eylemi, riskli bir eyleme dönüşebilir. Diğer yandan kırsal tasarımın daha çok mimari içerik üzerinden tartışılan bir konu olması ise kırsal arazinin kırsal yaşam pratikleri sonucu kendiliğinden gelişen yapısı içindeki tasarlama eyleminin mimari ile somutlaştırılabileceği düşüncesidir. Kırsalı sadece mimari içerik üzerinden görmek ve kırı kır yapan öz değerleri anlamadan tasarlama eylemine girişmek, kırsal mekanı özünden koparan, alışılagelmiş tasarımların istilasına dönüştüren mekansal tasarımlara yol açar.

Kırsal analiz / İTÜ Mimarlık Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü Rural Landscape Planning dersi kapsamında üretilen kırsal analiz çalışmaları / Buse Yılmaz, Canan Acar, Cana Üngör, İrem Çınar, Sıla Dinç

Kırsal analiz / İTÜ Mimarlık Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü Rural Landscape Planning dersi kapsamında üretilen kırsal analiz çalışmaları / Buse Yılmaz, Canan Acar, Cana Üngör, İrem Çınar, Sıla Dinç

Kırsal analiz / İTÜ Mimarlık Fakültesi Peyzaj Mimarlığı Bölümü Rural Landscape Planning dersi kapsamında üretilen kırsal analiz çalışmaları / Buse Yılmaz, Canan Acar, Cana Üngör, İrem Çınar, Sıla Dinç
Kırsal peyzaja yönelik öne çıkan bir başka önemli konu ise politik duruşun mekana olan etkisinin en net okunabildiği alanlar olmasıdır. Bu kapsamda diyebiliriz ki 21. yüzyılın kırsal alanları, geçmişteki romantik ve pastoral yapıdan çok uzak, zorlayıcı koşullar içeren dönüşen peyzajları yansıtır. Bu dönüşüm ve değişim sürecinin aktörleri ve etkilenen kitle kırsal alanın sakinleri artık kendi topraklarında değiller. Sosyal yapıdaki dönüşüm, bir şekilde mekansal dönüşüme ve netice de kırsal kimliğin değişimine neden olur. Teori alanındaki tartışmalar bir yana, pratik alanında kırsal alana yönelik geliştirilen tavır tasarım ölçeğinden uzak, kırsal alanı gelişim stratejilerinin birincil mekanı olarak gören, altyapı bakımından iyileştirilmesi veya ıslah edilmesi gereken mekanlar şeklinde ele alır. Kırsal kalkınma planları, teşvikler, destekler kırsal alanların dönüşümünü tetikleyen önemli mekanizmalar olarak karşımıza çıkar. Bu dönüşüm bir yandan öz değerlerin kaybına neden olabilecek tehlikeli durumları gündeme getirirken diğer yandan kıra yönelik yeni bakış açıları ve kırın doğası gereği sahip olduğu statükocu duruşu da bir nebze olsa değiştirebilecek yeni yaklaşımların geliştirilmesi adına da bir fırsat sunar. Bu kapsamda kırsal mekanı aslında inovatif tasarım yaklaşımları ile ele alabilecek, öze saygılı bir tavırla bu işi yapabilecek kapasitelerin yaratılması önemli bir konu olarak tasarım gündeminde yerini almalıdır.
Kırsal alanların sahip olduğu öz değerleri peyzaj kimliği yaklaşımı ile ele alan ve 2014-2017 yılları arasında gerçekleştirilen, TÜBİTAK tarafından desteklenen araştırma projesi3, kırsal alan tasarımına yönelik yeni bir algı biçimini ortaya koydu. Bu kapsamda peyzaj kimliği, kırsal alana yönelik bir analiz yöntemi, bir yaklaşım ve bir düşünme biçimi olarak önem kazanıyor. Dayandığı temel fikir kırsal yerleşimlerin özgün yapılarını, yapım kültürünün yerle ve içerikle olan ilişkisini tanımlayan ve bir yerleşimi diğerlerinden ayıran kimlik öz nitelikleri üzerinden değerlendirilmesi fikridir.
Araştırma projesi kapsamında üç yıl boyunca gerçekleştirilen köy gezilerinden derlenen bazı çıkarımları sizlerle paylaşmak istiyorum.
Söz konusu çıkarımlar çeşitlenerek arttırılabilecek bir deneyim aktarımı niteliğindedir ve unutmamak gerekir ki kırsalı okumanın bin bir türlü hali vardır.
NOTLAR
1 J. B. Jackson, 1984. Discovering the Vernacular Landscape. Yale University Press.
2 M. Antrop. 2013. A Brief History of Landscape Research.Kitap Bölümü The Routledge Companion to Landscape Studies.Ed. Peter Howard, Ian Thompson, Emma Waterton, Routledge.
3 Meltem Erdem Kaya, Serdar Kaya, Fatih Terzi, Elif Alkay, Filiz Bektaş Balçık, S. Ozan Zeybek, Doğanay Tolunay, Hüseyin Dirik, Joan Iverson Nassauer, Ezgi Güler, Gökçe Şahin, S. Elif Serdar. 2017. “Kırsal Yerleşim Peyzaj Kimlik İndeksinin Belirlenmesine Yönelik Yönem Önerisi-Ege Bölgesi” başlıklı Tübitak 1001 Araştırma Projesi.