İşgal, İnşa, İhya
Moda sektörünün farklı paydaşlarını aynı çatı altında toplayan, işbirliğine dayalı yerel ve bağımsız bir ortam öneren Malha, mekan tasarımında da benzer dili bir deponun içine yerleşerek kuruyor.
Malha, moda dünyası için yenilikçi bir platform yaratmak üzere; kreatörlerin, girişimcilerin, üreticilerin, tedarikçi ve tüketicilerin, moda dünyasını işletmenin yeni yollarını arayanların birbirleriyle bağlantı kurabileceği bir mekan önerisi olarak ortaya çıkmış. Daha işbirlikçi, yerel ve bağımsız; sürdürülebilirlik, tüketimin yeni biçimleri ve çevresel kaygılar üzerine devam eden tartışmaları da kendine dert edinmiş bir moda kavramı esas alındığından, fiziksel mekan da bunu yansıtacak şekilde ele alınmış.
Bu gereklilik akılda tutularak tasarımla ilgili verilen ilk karar, var olan strüktürden istifade etmek olmuş ve dokuz metrelik yüksekliğin imkan verdiği açık plan, doğal ışığı içeri alan şeffaf kiremitler gibi tüm asli öğeleriyle bir depo mekanı seçilmiş.
Projenin programı burayı kullananlar için küçük ofisler, fotoğraf ve dikiş atölyeleri, sergileme alanı, doğal besin restoranı, müşterek mutfak, yönetim alanı, çok amaçlı salon, ortak çalışma alanı ve oditoryumdan oluşuyor. Tasarımcıları, bu hangarın içine yerleşmeyi bir çeşit işgal olarak tanımlıyor. Bunu yaparken de zorunlu olarak görülen, mekanın sadece Malha kolektifinin bahsedilen kaygılarını yansıtması değil, aynı zamanda takas ve buluşmayı da teşvik edecek bir yere evrilebilmesi, tartışma ve öğrenmenin demokratik bir zemini olması.
Bu bağlamda geliştirilen işgal stratejisinin ilk hamlesi, hangar boyunca programa dair işlevlerin dağıtılmasını sağlayacak, aynı zamanda hızlı ve temiz biçimde inşa edilebilecek konteyner kullanma kararı. Bu stratejinin esasını, iç duvarlar boyunca devam eden iki katman arasına yerleşen farklı işlevlere sahip 42 konteynerin arasında yaratılan boşluklar oluşturuyor. Gösteri, pazar, tartışma ya da film gösterimleri gibi farklı tahsis ve işgal biçimlerine mekan olması niyetiyle tasarlanan bu boşluk, projeyi yapılandıran temel öğe. Mekana yayılan ve oturma birimleri olarak işlevlendirilen paletler ile koltuk, bank ve masalarla birleşen küçük bitki yatakları, evle kamusal alanı harmanlayan bir fiziksel çevre kuruyor.
Fotoğraf ve dikiş atölyeleri ile sergileme alanı ana girişin yakınına yerleşirken doğal besin restoranı, çok amaçlı salon/ortak çalışma alanı, yönetim odası ve müşterek mutfak ise karşı tarafta toplanıyor. Bunların yanı sıra konferans ve sinema olarak çalışan, büyük bir ekrana dönük tribün benzeri kurguya sahip bir açık alan da bulunuyor.
Konteynerlerin iç mekan kullanımı için altı farklı işlev belirlenmiş. Bunlar arasında ofis, toplantı odaları ve portatif mağazalar bulunuyor. Konteyner kullanım kararıyla tutarlı olarak, malzemeler de çevresel etkileri az, düşük maliyetleri olanlardan seçilmiş; iç cephelerde uygulanmış kontrplak, metalik ve şeffaf seramikler bunlara örnek.
Tüm bu seçimler, Rio de Janeiro gibi büyük metropollerde, mimarlık pratiğinin güncel zorluklarına karşı, var olan yapıların sunabileceklerini keşfetme çabasıyla ilgili. Bu anlayış, iç mekanları işgal ederek yeni mekansal düzenler ve yeni inşa biçimleri üzerinde çalışmayı imliyor. Belirtilen sorunların çözümlerine kendi yöntemleriyle katkıda bulunma arayışında olan Malha, bir kamusal mekan gibi çalışıyor. İçinde çalışanların yanı sıra sayısız insana içtenlikle mekan sunuyor; ziyaretçilerin de kayıtsız kalamadıkları konteyner ve malzeme seçimleri sayesinde mekana dair tartışmayı mimari çemberin ötesine taşımaya da olanak veriyor.