Kadıköy Belediyesi Hizmet Binası Mimari Proje Yarışması - 2. Mansiyon

Bark architects ekibinin, "Kadıköy Belediyesi Hizmet Binası Mimari Proje Yarışması" kapsamında geliştirdiği proje, ikinci mansiyon ödülüne layık görüldü.

Tarif / Ölçek - Kentsel Süreklilikler /  Fırsatlar 

Kadıköy’ün İkilemi: Metropol - Sayfiye Algısında Bir Kent Parçası
Kadıköy üzerine düşünmeye başladığımızda, kentsel mekânı bir çırpıda tarif etmek kolay olmasa da “metropolleşmekte olan bir sayfiye yeri” ifadesinin yersiz olmadığını düşünüyoruz. Bu tanımın rahatsız edici bir yönü olduğu kadar, Kadıköy’ün hâlâ kendine has ve nitelikli bir kentsel mekân için müdahale imkânı sunduğunun farkında olduğumuzu da tanımladığını düşünüyoruz ve anlatı boyunca detaylanacak olan yaklaşımımızda önemli bir çerçeve çizici tanım olarak akılda kalmasını önererek başlamak istiyoruz.

Bir Zamanların Ölçekli Kıyı Yerleşimi - Pasajlar / Bahçeler / Çayırlar
Bugünün Kadıköy’ü yoğun dönüşüm ve göç ile kimlik karmaşası yaşasa da, mahalle ölçeğinde katman katman çeşitlenen ve kıyıyla sürekli bağ kurmaya çalışan bütüncül bir kent parçasını tarifliyor, Haydarpaşa / Rıhtım aksından başlayarak Bostancı’ya kadar devam eden 21km’lik kıyı hattı boyunca süren yaşantı ve bu yaşantının kısa kesitlerde iç mahallelere bağlanacak sinir uçlarını açması belki de hala “Kadıköy ölçeğinin” en önemli tarifleyicisi durumunda. Kıyı - kent kurgusundaki bu güçlü sinir uçları / kentsel akslar  Kadıköy’ün ölçekli bir kıyı yerleşimi olduğu dönemlerden bu yana pasajlar - bahçeler - çayırlar gibi çeşitli mikro kent parçalarıyla ilişki kurarak kentsel mekanın zenginliğini daha da arttırıyor. Bu bütüncül / grift kentsel yaşantı, tüm kontrolsüz dönüşüme rağmen mekânsal belleği bir şekilde koruyor ve özgün bir kent kimliği tarifliyor. Bize göre yarışmanın temel meselesi olan Kadıköy Belediyesi Hizmet Binası, hem mahalle hem de ilçe ölçeğinde önemli bir büyüklüğü tariflediği için, yapıya dair çözümlerimize geçmeden önce bahsettiğimiz kentsel nüvelerle ilişki kurma / onarma potansiyellerini aradık. Dolayısıyla doğru olanın bu kentsel sinir uçlarını bulmak ve inşa etmek istediğimiz yapıyla kuracağı ilişkileri tarifleyerek kentsel yaşamı zengileştirmek olduğunu düşünerek kararlarımızı aldığımızı söyleyebiliriz.

Kentsel Kararlar
1/2000 ölçekte verdiğimiz ana karar; Kurbağalıdere Vadisi ve “Rıhtım - Gazhane” doğrultusu arasındaki kopuklukların kısa kesitler ve kentsel odak alanlar tanımlayarak birbirine ve proje alanına bağlamak oldu.

Bu doğrultuda halihazırda yaya odaklı bir yürüyüş alanı sunmayan “Rıhtım - Gazhane” doğrultusu boyunca geliştirdiğimiz öneri kısa kesitlerle etaplı bir “yaya yürüyüş promenadı” üretmeyi amaçlıyoruz. Bu promenadı geliştirirken temel motivasyonumuz yukarda da bahsettiğimiz kıyı boşluğunun kentin içine kadar yaya sürekliliği ile nüfus etmesini sağlamak oluyor. Bu yürüyüş hattına paralel Kadıköy’ün çayırlarını - bahçelerini ve yeşil alanlarını tarifleyen ve geçmişte olduğu gibi kent yaşamına katmayı amaçlayan, Kurbağalıdere Vadisi boyunca Salı pazarına kadar uzanan bir “eko-hat” önerdik, bu ekolojik hat ve yaya sirkülasyon hatlarını üç odakta kentsel bağlar ile birbirine bağlamayı amaçlıyoruz.

  • Kentsel Bağ 1 // Kuşdili Caddesi: Rıhtım - Boğa aksı ile Yoğurtçu Parkı Bağı
  • Kentsel Bağ 2 // Kütüphane Meydanı - Kültür Sokağı: Eko Hat ile Boğa - Gazhane Aksı Bağı
  • Kentsel Bağ 3 // Hasanpaşa Çayırı: Hasanpaşa - Gazhane aksı ve Eko Hattın Bağı

Yaklaşımlar / Meydanlar / Zemin Yaşantısı
1/500 ölçek kentsel kararlar ve zemin yaşantısını tariflerken, yukarda değindiğimiz kentsel bağların proje alanındaki sürekliliklerini arayarak işe başladık. 

Bu doğrultuda yakın gelecekte tamamlanması planlanan metro ve tramvay hatlarıyla birlikte alanın yoğun bir insan topluluğu hareketine maruz kalacağını düşünmekteyiz. Bir topluluk her zaman aynı hızda / frekansta ve aynı doğrultuda hareket etmiyor oluyor dolayısıyla topluluğun durması, hareketinden önce soluklanması belki bir afişe bakacak boşluğu araması onu kendi içerisinde alt katmanlara / frekanslara bölüyor bu nedenle zemin akışını tanımlarken rasyonel akslarla işe başlamak yerine ilk önce topluluğun aktarma eylemine ve yapı ile kuracağı alternatif ilişkilere teşne olacak kentsel boşlukları/ meydanları tanımlamanın daha doğru olacağını düşündük.

Bu doğrultuda yeni Üsküdar Tramvay Hattı Durakları’nın yer aldığı ve aslında Hasanpaşa Mahallesi’nin de bir çeper olarak etrafını sardığı boşluk alana “Tramvay Meydanı”, heykelin mevcut yerinde tanımlı bir kentsel öğe ve önemli bir yönelimi tariflemesi dolayısıyla vaat ettiği kamusal / bürokratik yüzün tuttuğu boşluğu önemseyerek bu hafızayı korumayı önerdik ve boşluk alana ikinci meydan olarak “Belediye Meydanı” dedik. Yeni metro durağıyla beraber üst ölçekte önerdiğimiz “kentsel bağ” ile de kentsel sürekliliklerini yeşil alan ekseninde kuracak olan boşluğu tutan ve öneri kütüphane programıyla tanımlanmış alanı da “Kütüphane Meydanı” olarak tarifledik.