2010’da Anadolu Üniversitesi Endüstriyel Tasarım Bölümü’nden mezun olan Aslantaş, Hacettepe Üniversitesi İç Mimarlık Bölümü’nde de derslere katıldı. Aynı süreçte iç mekan tasarımcısı ve ardından fuar tasarımcısı olarak çalıştı. 2014’ten itibaren yurtiçi ve yurtdışında üstlendiği çeşitli projeler ile çalışmalarına serbest tasarımcı olarak devam ediyor.
Gündelik yaşam nesneleri, taşıdıkları somut değerlerin ötesinde, bulundukları bağlam ile zihinlerde değişken bir kavramsallık yaratıyor. Bu hal, nesneleri kendi maddi varoluşlarından sıyırıp, zaman içerisinde geçmiş, gelecek ve şimdiki an ile tuhaf bir bağ kurduruyor. Böylelikle iletişimde olunan nesneler içsel bir yapıya bürünüyor ve zihinlerde imgeler oluşturuyor. Bireyden bireye farklılık gösteren bu görme biçimlerinin referans noktalarından biri olan somut gerçeklik algısı da gerçeküstücü Rene Magritte’in resimlerinde bozguna uğruyor.
Şehirler belirli bir süre içinde misafir ettiği her canlıyı, ona vefa niteliğinde, bedenini toprağında, nefesini atmosferinde, yaşadığı anlarını da kendi gizli zaman katmanlarında saklı tutar.
Bütüncül olarak kurgulanmış mimari yapılar bireylere, fiziksel deneyim kadar, kendisinin aracı olarak rol aldığı zihinsel bir deneyim de yaşatıyor.
Sıradanın ötesine geçebilmiş, ustaca kurgulanmış müzeler, içindeyken başka mekanlarda uyanmayan birçok duyguyu ziyaretçisinin zihninde tetikliyor.
İlginç bir müze deneyimi olarak Kumu, formunun oldukça güçlü ritimleriyle ziyaretçiyi mimarinin bir parçası haline getiriyor.
İçerisinde bulunduğumuz mekanlara dair algıladığımız ve akabinde ürettiğimiz şeyler, ne oldukları bilgisinin yanı sıra nerede oldukları bilgisini de içeriyor.
Entropi nedeniyle zamanı tek yönlü ve çizgisel akar gibi algılamamız, bize geleceğin önümüzde uzanan ve kurgulanması gereken bir formatta olduğunu düşündürtüyor.
İnsanoğlunun var olduğu ilk zamandan günümüze dek gizemini koruyan ışık, güzelliğin doğasının sırrını bünyesinde barındırıyor.
Mimaride biçim, insanoğlunun barınma ve korunma içgüdüleriyle başlıyor ve sonrasında tarihin her döneminde yaşanan anlayışa göre farklılık gösteriyor.
Beyinlerimiz hikayeleri ve onları yaratırken kullandığımız metaforları sever. Salt rasyonel veriye dayalı aktarımların aksine, bilgi, bu tarz kurgularda beynimiz tarafından daha etkin bir şekilde işlenir.
Zamansız mekanlar olarak müzeler, pek çok kişisel deneyimin kapısını açıyor. Çiğdem Aslantaş, Red Dot Tasarım Müzesi'nin sıra dışı sergileme kurgusunu yazdı.
Çiğdem Aslantaş, Hollanda’nın ulusal müzelerinden Rijksmuseum’u yazdı.