Masa Sergileri Dizisi "İlkeler, Takıntılar, Arzular" Sergisi ile Başladı

Masa Sergileri, alanında önemli eserler üretmiş mimar, mühendis ve davetli tasarımcıların güncel çalışmalarını izleyiciyle buluşturuyor. Bu sergi dizisi ile bir anlamda mimarların stüdyo kapıları aralanıyor ve yaratım süreçlerinin ardındaki detaylar ve gerçekler ortaya çıkarılıyor. Böylece mimarların çalışmaları, bu kez farklı bir biçimde, önceden tasarlanmadan, hazırlık yapılmadan izleyiciyle buluşuyor. 

“İlkeler, Takıntılar, Arzular” sergisi, Selçuk Avcı’nın çalışma sürecini tanımlayan üç kelime ile yapılandırıldı. Bunların ilki, mimar olarak aldığı eğitim ve öğretim geçmişinden, çalışmalarını yönlendiren ilkelerden türetildi; bağlama, programa ve bu programın hedeflediği topluluğa sezgisel bir yanıt vererek şekillenen rasyonel bir analiz fikri. İlke kavramının temelinde ise, Avcı'nın en başından beri sahip olduğu bir tür takıntı yatıyor; binayı ya da yapılı çevreyi, ekolojisi ile etkileşim halinde olan ve mümkün olduğunca çevreye aldığından daha fazlasını vererek bir denge oluşturmayı amaçlayan canlı bir organizma olarak görme fikri. Son olarak, Avcı'nın mimari yaklaşımında kişiliğini ve karakterini yönlendiren, ona şekil veren dizginlenemez arzulara, ihtiyaçlara ışık tutuluyor.

Masada -ve masada anlatılan sürecin çıktıları olarak duvarlarda- oluşturulan anlatı, bir mimar olarak son on iki ayın üretimlerinin doğrusal bir görünümünü verirken Avcı'nın mimarlık ötesi somutlaştırdığı diğer “boyutları”nı da ortaya çıkarıyor: Mimarlık kültürünü ve mesleğini destekleyen ve açık bir platform yaratan bir oluşumun kurucusu (Circle), mimarlığa dair ticari bir anlayış geliştiren bir “tasavvurcu” (Urbanista) ve dünyamızın inşaatıyla ilgilenen bir “yapımcı” (Bespoke+).

Masa Sergileri dizisi, Ömer Selçuk Baz ve Ahmet Topbaş sergileri ile devam edecek.