Yasmeen Lari’den Afet Sonrası Yeniden İnşa Modeli
Kopenhag'da gerçekleştirilen UIA Dünya Mimarlar Kongresi'nde Pakistan'ın ilk kadın mimarı ve 2023 RIBA Kraliyet Altın Madalyası’nın sahibi olan 82 yaşındaki Yasmeen Lari, inşaat sektöründen mimarlar ve profesyonellerin katıldığı bir oturumda dikkati dışlanmış topluluklara çekmenin gerekliliği hakkında konuştu.
Lari sunumunda mimarlığın kamusal sorumluluğunu şu sözlerle özetledi: “İyi tasarlanmış ortamlardan yararlanma hakkı yalnızca ayrıcalıklıların değildir. Dezavantajlıların ve kenarda yaşayanların daha az değil, daha fazla tasarıma ihtiyacı var.”
Ülkemizde ve tüm dünyada gerçekleşen depremler, su baskınları ve diğer yıkıcı tüm afetlerden sonra öncelikle geçici barınma alanları sonrasında ise yeniden inşa üzerine gerçekleştirilen çalışmalar birçok profesyonel tarafından ele alınması gereken başlıca konular arasında yerini alıyor. Yasmeen Lari, 2005 yılında Pakistan yönetimindeki Keşmir’deki 7,6 büyüklüğündeki depremden sonra gerçekleştirdiği çalışmalardan yola çıkarak oluşturduğu modelle afet sonrası tasarım alanında çalışmalar yapan uzmanlara da ilham veriyor.
Pakistan antik dönemlerde inşa edilmiş su baskınlarına dayanıklı etkileyici tasarım örneklerine ev sahipliği yapıyor. Sindh eyaletindeki bir bronz çağı şehri olan Mohenjo-Daro'nun kalıntıları, onları yıllık muson yağmurlarından koruyan gelişmiş drenaj sistemlerine sahip yükseltilmiş platformlar üzerinde duruyor. Bu özellikler, bu toprak binaların kalıntılarının 4.500 yıl boyunca hayatta kalmasına ve son on yılda Pakistan'ı defalarca vuran, en son Ağustos 2022'de ülkenin üçte birini sular altında bırakan yıkıcı sellerin üstesinden gelmesine yardımcı oldu.
Ancak yine de Yasmeeen Lari'ye göre ülkeyi selden kurtarıp yeniden inşa etmekle görevlendirilenler gözlerini Mohenjo-Daro'ya değil Batı'ya çeviriyor. "Ben buna uluslararası sömürge hayırseverlik modeli diyorum. Uluslararası STK'lar ve BM kuruluşları 'beton getirelim, yanmış tuğla getirelim’ diyor. Ama bu malzemeler bu bölgelerdeki insanların yabancı olduğu malzemeler.”
Dünyanın en kalabalık beşinci ülkesi olan Pakistan'da 200 milyondan fazla insan yaşıyor ve bunların 55 milyondan fazlası yoksulluk sınırının altında yaşıyor. Lari, ülkesinin doğal afetlerden sonra yeniden yapılanma biçimini dönüştürme görevini yürütüyor. Geçmişte, sel ya da deprem evleri yok ettiğinde, yardım kuruluşları ve Uluslararası Göç Örgütü bölgedeki yapıları pahalı beton ya da yanmış tuğla yapılarla değiştirmek için acele ediyordu. Ancak bunlar mucize malzemeler değil ve son sel baskınlarında binlerce binanın yaptığı gibi, Pakistan'ın karşı karşıya olduğu giderek şiddetli yağışlar altında çökmeye karşı da bağışık değiller. Beton aynı zamanda çok fazla ısıyı emerek yaz aylarında Pakistan’daki evlerde yaşamı zorlaştırıyor ve inşaat ekipleri gittikten sonra yoksul köylülerin bu yapıları muhafaza etmesi de zor oluyor. Beton ve tuğla üretimi son derece karbon yoğun olduğundan, bu malzemeler ilk etapta daha büyük sellere neden olan sera etkisini de artırıyor. Lari, Pakistan'ın iklim sorunlarına daha iyi bir çözümün yerel mimari geleneklerde yattığını söylüyor.
1980 yılında Lari tarafından kurulan The Heritage Foundation of Pakistan (Pakistan Kültürel Miras Vakfı), Sindh eyaletindeki köylülere ucuz, kolay bulunabilen, düşük karbonlu malzemelerden kendi sele dayanıklı evlerini inşa etmeleri için eğitimler veriyor. Lari'nin tasarımlarında toprak ve kireçle güçlendirilmiş bambu paneller kullanılıyor ve evler yükseltilmiş platformlar üzerine oturuyor. Geleneksel çamur kulübelerdeki küçük kıvrımlar ise onları su geçirmez kılıyor. Bölge sakinleri gerekli becerilere sahip olduklarında köylerini genişletebilir ve başkalarını eğitebilirler. Vakıf, 2022 sonu itibariyle 60 köyde 3.500 evin inşasına yardımcı oldu. Lari, 2024 yılına kadar bir milyon ev inşa etme hedefiyle STK'ları, bankaları ve yabancı bağışçıları eğitimli zanaatkârlara ve yerel topluluklara doğrudan fon sağlamaları için ikna etmeye çalışıyor.
Pakistan, tarihindeki en yoğun yeniden yapılanma dönemlerinden birine girmek üzere. Yetkililer en az iki milyon kişinin barınmaya ihtiyacı olduğunu söylüyor ve 2023 Ocak ayında bir grup banka ve ülke, kurtarma fonu olarak yaklaşık 9 milyar dolarlık taahhütte bulundu. Lari, eğer bu kaynaklar, içinde yaşayacak insanların katılımı olmadan inşa edilen milyonlarca beton eve aktarılırsa, Pakistan'ın ancak kriz döngüsüne devam edeceğini söylüyor ve ekliyor: “Şunun hakkında konuşmalıyız: Bir sonraki felaketle nasıl başa çıkacağız? İnsanları kendilerini savunabilmeleri için nasıl eğitebiliriz?”
Lari, ilk kırk yılını batıdan etkilenen, küreselleşmiş beton, çelik ve cam zevkine göre tasarım yapan bir mimar olarak geçirdi. Çarpıcı brütalist evleri, otelleri ve diğer yapıları çok sayıda ulusal ve uluslararası ödül kazandı. Lari kariyerinin o dönemini şöyle tanımlıyor: “1980’ler çok israflı bir zamandı; istediğiniz her türlü malzemeyi elde edebilirdiniz, bir tasarımcı olarak bu özgürlüğün tadını çıkarıyorsunuz.”
Lari, 2005 yılında tanımladığı bu tür bir özgürlükten vazgeçti. O yıl, Pakistan yönetimindeki Keşmir'de 7,6 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi ve bölgede 79.000 kişinin ölümüne yol açtı. Deprem ayrıca 32.000 binayı yıktı ve 400.000 insanı yerinden etti. O sırada kültürel mirasın korunması konusunda çalışmalar yapan Lari, yeniden inşaya da yardım etmeye gitti. İnanılmaz miktarda enkaz karşısında şaşkına döndüğünü söyleyen Lari, barınaklarda mümkün olan her yerde geri dönüştürülmüş malzemeler kullanmaya karar verdi.
O zamandan bu yana, birkaç yılda bir Pakistan'da doğal afetler yaşanmaya devam ediyor. 2010 yılında buzulların erimesi ve şiddetli muson yağmurları ülke çapındaki kasaba ve köyleri kasıp kavurdu ve 14 milyon kişi evsiz kaldı. Ertesi yıl ve ondan sonraki yıl da benzer sel felaketleri yaşandı. Bu döngünün iklim değişikliği nedeniyle daha da kötüleşmesi muhtemel. Lari, her ne kadar ülke artan küresel sıcaklıklardan daha zengin ülkelere göre çok daha az sorumlu olsa da Pakistan'ın binalarının karbon ayak izini sınırlamaya çalışması gerektiğini söylüyor.
Lari sadece insanların kullandığı inşaat malzemelerini değil, afet sonrası yardım sisteminin de tamamını değiştirmek istiyor. Pakistan Miras Vakfı'nın Sindh'deki iki eğitim merkezinde 10 zanaatkârdan oluşan bir ekip, işçilere toprağı güçlendirmeyi, bambu paneller inşa etmeyi ve bunları sekizgen şeklinde birleştirmeyi öğretiyor. Bu zanaatkarlar daha sonra üç günlük oturumlarda köy sakinlerine bu bileşenlerin nasıl bir araya getirileceğini öğretiyor. Sakinler tek odalı bir bambu barınak inşa edebildiğinde, toprak ve kireç kullanarak bunları kalıcı evlere dönüştürebilir, dış duvar dekorasyonlarıyla kişiselleştirebilir ve okullar veya toplantı yerleri için yapının daha büyük versiyonlarını inşa etmeyi öğrenebilirler. Lari, bütün bunları öğrenenlerin daha sonra köylerin yakındaki diğer topluluklarla bağlantı kurarak onları barınak inşa etme konusunda eğitebileceklerini söylüyor. Pakistan Miras Vakfı aynı zamanda insanlara yakındaki topluluklarla ticaret yapmaları için beceri ve ürünler kazandırmak amacıyla köylülere yemek pişirme ocağı, pişmiş toprak fayans, dokuma hasır ve daha fazlasının nasıl yapılacağını öğrenmeleri için eğitim oturumları da düzenliyor.
Geçtiğimiz yaz yaşanan sel felaketinden önce Lari'nin ekibi, Pono Markaz köyündeki diğer büyük yapıların yanı sıra sahada monte edilen prefabrik bambu panelleri kullanarak Sindh'de 950 evin inşasına yardım etmişti. Pakistan Miras Vakfı, selden sonra iki ay boyunca sular altında kalan bazı yapıları araştırdı ve herhangi bir yapısal hasara rastlamadığını söyledi.
Lari, her bir barınağı inşa etmenin vakfa maliyetinin 200 dolardan az olduğunu, paranın malzeme satın almaya ve eğitmen ödemelerine harcandığını söylüyor. Aynı zamanda köylere, mikro sanayilerine yatırım yapmaları için yerel kadınların liderliğinde komiteler kurmaları için de fon sağlanıyor. Lari, ileriye yönelik olarak vakfın rolünün tamamen eğitim odaklı olmasını ve bağışçıların paralarını doğrudan köy komitelerine göndermesini istiyor. Ona göre böyle bir sistem, insanlara yeniden inşa sürecinin sorumluluğunu alma yetkisi de verecek.
Lari, çalışmalarının, hem Pakistan'da hem de şu anda amansız iklim felaketleriyle karşı karşıya olan birçok gelişmekte olan ülkede insanları yeniden inşayı yeniden düşünmeye ikna edeceğini umuyor. “Gerçekten sosyal sistemde bütünüyle bir değişim yaratmanın zamanı geldiğine inanıyorum” diyor ve ekliyor, “İklim değişikliği sadece bir tehdit olarak algılanmamalı. Bu ortamda eğer doğru olanı yapmaya başlarsak insanların hayatları da değişebilir.”
İlgili İçerikler:
-
Herkes İçin Mimarlık’tan Afet Sonrası Sürdürülebilir Kitaplık
-
ICOMOS Türkiye “Antakya Tarihi Kent Merkezi Koruma Amaçlı İmar Planları Hakkında” Görüşünü Yayınladı
-
İSMD Depremden Etkilenen Mimarlık Öğrencilerine Staj Desteğini Devam Ettiriyor
-
Philip Johnson'ın "Glass House"u ile Shigeru Ban’ın "Paper Log House"u Bir Arada
-
Deprem Farkındalığı Tayvan'da Büyük Bir Felaketi Önledi
-
Design Fest 2024: Shaking Boundaries
-
MiniKo'ya İyilik Ödülü
-
İstanbulSMD'nin "Mimarlık Ne İşe Yarar?" Konferansı Gerçekleşti