17. İstanbul Bienali Basın Toplantısıyla Kapılarını Açtı

17. İstanbul Bienali 13 Eylül saat 9.30’da Zeytinburnu Tıbbi Bitkiler Bahçesi’nde gerçekleştirilen basın toplantısıyla dünyanın dört bir yanından bienali izlemeye gelen basın mensuplarına kapılarını açtı.

Açılış konuşması 17. İstanbul Bienali direktörü Bige Örer’in konuşmasıyla başladı. Tüm bienal paydaşlarına teşekkürlerini sunan Örer sözlerine şöyle devam etti: “17. İstanbul Bienali’ni tek bir başlık altında büyük ölçekli bir sergi olarak kurgulamak yerine tarım kavramını ödünç aldık ve kompost yöntemini örnek belleyerek bienali, odağına süreçleri alan bir etkinlik olarak ördük. Dünyanın çeşitli bölgelerinde benzer ideallerle çalışan kişiler, kolektifler arasında bağlar kurmak için çalıştık. Her proje için katılımcı bir çalışma süreci yürüttük, uzun zamandır devam eden pratikler de bienal aracılığıyla yeni aktörlerle tanışarak yaratıcı ilişkiler gerçekleştirdiler. Biz de bienale davet ettiğimiz katılımcılardan gelen haberlerle fiziksel seyahatlerin mümkün olmadığı bir zamanda Pasifik Okyanusu’ndan Amazonlara Nepal’den Mardin’e uzanan ilham verici zihinsel yolculuklara çıktık.

Bienal katılımcılarıyla kompost yöntemiyle çalışmalarımıza devam ederken bu büyük güncel sanat sergisi için birçok farklı paylaşım sürecine de odaklandık. Örneğin katılımcıların seslerinin çeşitliliğini kutlayan bir radyo programı, hep beraber mantı pişirip yemek aracılığıyla çoğulcuğu yücelten alternatif bir forum, diyalog ve yaratıcı eylem biçimleri için güçlü alana dönüşen bir festival toplumların sakatlığa bakışını sarsan bir dergi bu bienalin parçası oldu. Ayrıca kentte hassas sesleri arayan bir yürüyüş, anne olmak üzerine yapılan bir söyleşi dizisi ve bir yayın, feminist hareketlerin arşivleri üzerine araştırmalar, sanatın kırsal alanla beraber üretimleri, okyanuslardan gelen paylaşımlar, kuşlarla diyaloglar, bir arada yaşamanın imkanlarını sorgulayan bir kamuoyu araştırması, mandalar için bir beste, kente yayılan dev kukla gösterileri de bize bambaşka yerlere ulaşma imkanı tanıdı.

Duyguların ve duyguların olağanüstü çeşitliliğine hitap eden herkesin yeni ilham kaynakları bulabileceği bir program sunmayı hedefledik. Bu bienal şairlerin de bienali oldu. Şiir hattı kapsamında şairlerin bienale katılmasını, yeni şiirlerin yazılmasını ve sonra da şiirlerin kente ve evrene yayılmasını hedefledik.

Şehir haritasına baktığımızda ise bu bienal kentin birçok noktasına konuk olarak bienalin üzerinde durduğu düşünceleri ve bienal projelerinin serptiği tohumları dağıtmaya çalışıyor. Yoğunluklu olarak Asya’dan ve Batı dışından alternatif sanat pratiklerine yer veren bu bienal İstanbul’da da şehrin eski merkezlerinin dışına çıkıyor. Bugün bizi basın buluşmamızda da ağırlayan Zeytinburnu’ndaki Tıbbi Bitkiler Bahçesi gibi mekanların bienali ziyaret edenlerin sergilenen eserlerin yanı sıra İstanbul’un mahalleleri ile ve bu mahallelerde varlığını sürdüren kültürel dokularla iletişime geçmesine de olanak tanıyacağını umuyoruz.”

Sonrasında sırasıyla Zeytinburnu Belediye Başkanı Ömer Arısoy, Eczacıbaşı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Eczacıbaşı ve Koç Holding Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Koç açılış konuşmalarını gerçekleştirdiler. Ömer Koç konuşmasında 2007 - 2026 yılları arasında üstlendikleri İstanbul Bienali ana sponsorluğunu 2036 yılına kadar sürdürme kararı aldıklarını açıkladı.

Açılış konuşmalarının ardından Bienal direktörü Bige Örer bienal küratörleri Ute Meta Bauer, Amar Kanwar ve David Teh’le kısa bir söyleşi oturumu gerçekleştirerek bienalin küresel bir sağlık krizinin ortasında nasıl tasarlandığını basınla da paylaştılar.

Etiketler: