04.04.2023
Simbiyotik Kent Mobilyaları
B.L.U.E Architecture Studio tarafından tasarlanan Simbiyotik Kent Mobilyaları kamusal alanlara işlev çeşitliliği getiriyor.
“Çıkıntılar” Şehri
Özgürce büyüyen bir şehirde günlük yaşam deneyimi sırasında, mekan çeşitliliği ve fonksiyon alternatifleri sayesinde, çağdaş toplumun sunduğu fırsatlardan kısıtlama olmaksızın yararlanılır. Kentsel dokudaki bazı “çıkıntılar” da yeni ve benzersiz olasılıkların gerçekleşmesine izin verir. Yaratıcı insanlar, bu "çıkıntıları" çok işlevli alanlar tasarlamak için kullanabilirler.
Modern şehirlerin çoğu yavaş yavaş yerel dokularını ve “çıkıntılarını” kaybetti. Şehirleri şekillendirme yeteneğimizi kaybettik, hayatlarımız verimli çalışma kurallarıyla düzenleniyor. İnsanlar ve şehirler arasındaki etkileşim artık eskisi kadar çeşitli değil.
Simbiyotik bir ilişki şöyle tanımlanır: İki canlı birlikte bir arada yaşadığında, biri diğerinin enerjisini alır ya da karşılıklı olarak birbirlerinden yararlanırlar. İnsanların farklı gereksinimlerini karşılamak için, bireysel yaşamı ve kentsel alanı bir araya getirecek, çok işlevli “Simbiyotik Kent Mobilyaları” geliştirildi. Bu mobilya serisiyle, kamusal alana yuva hissini geri kazandırmak amaçlanıyor.
“Symbiyotik Kent Mobilyaları Projesi”nin ilk versiyonu Pekin'deki UCCA Lab'de sergilendi. İkinci versiyon, Shenzhen'deki 9. İki Şehirli Şehircilik\Mimarlık Bienali'nde (9th Bi-city Biennale of Urbanism\Architecture) gösterildi. Pekin'deki ilk versiyonun ana malzemeleri çelik ve ceviz ağacıydı. Shenzhen'de ise lamine bambu ve alüminyum tercih edildi. Mobilya ve şehir arasındaki simbiyotik ilişkiyi göstermek için sergide beş farklı kentsel sahne kuruldu.
“Simbiyotik Kent Mobilyaları Projesi”, bienalin "More-than-Human Adventure" ve “Shelter for Urban Animals” bölümlerinde yer alıyor. "More-than-Human Adventure"da dış merdivenlere yerleştirilen mobilyalar, insanlara güneşin tadını çıkarması ve yeni arkadaşlar edinmesi için alan sunuyor. Alandaki iki masa toplanmalar için kullanılıyor. Uzun banklar insanların birlikte oturmasına imkan sağlıyor. Yalnız kalmak isteyenler içinse, bireysel sandalyeler ve küçük bir bank bulunuyor. İnsanların yanından geçtiği trabzan, üzerine asılmış küçük bir masa sayesinde, durup bir fincan kahve içilebilecek keyifli bir alan haline geliyor. Kolonlar, bir sandalye ve bir masa tablası tarafından sarmalandığında popüler hale geliyor.
"Shelter for Urban Animals" özel bölümünde, insanlar ve kediler için bir "barınak", yangın musluğu ekipmanının yanında kolayca göz ardı edilen bir köşeye dayanıyor. Böylece köşe, buraya özel tasarlanmış mobilya sayesinde konforlu ve kullanışlı bir alan haline geliyor. Alt kısmında kediler için bir yuva oluşturulan “barınak”, insanlarla kedileri köşede bir araya getiriyor.
Ziyaretçiler bu alandaki mobilyaları çeşitli amaçlar için kullanıyorlar. Burada bir fincan kahve içip yemeklerinin tadını çıkarıyorlar. Bazıları çalışmak için dizüstü bilgisayarlarıyla masalara yerleşiyorlar. Yanlarında biri kulaklığıyla müzik dinlerken, yanında bir başkası resim yapıyor. Bazıları kalabalığın içinde bireysel zaman geçirmeye devam ediyor. Büyük masalar, insanların sohbet edebilecekleri veya bir sonraki gezi rotasını oluşturmak için haritalarını açabilecekleri harika yerlerdir. Ayrıca, burası güneşin tadını çıkarmak için de iyi bir seçim.
