Yekpare Duvarın İfadesi
Zamanında otel olarak tasarlanan ve aşama aşama ofise dönüştürülen Flatofis D Blok, yapının ucundaki konumunun avantajını kullanarak bir yarık ve köprüler ağı ile kurgulanmış.
Flatofis A, B, C Blokları bitişiğinde bulunan D Blok, zamanında otel olarak inşaatına başlanmış ve yine tarafımızca otel olacak şekilde iç mekanı ve cepheleri tasarlanmışken bugün ofis bloğu olarak kullanılmasına ve Flatofis’e eklemlenmesine karar verildi. Yapı bu doğrultuda gerek iç mekanları, gerekse cepheleri ile Flatofis uzantısı bir ofis binası olarak yeniden ele alındı. Yapının mevcutta tamamlanmış olan betonarme strüktürü korunmakla beraber; ışık ihtiyacını yapının genelinde karşılayabilmek amacıyla döşemede tüm katlar boyunca devam eden bir yarık, bir nevi “ışık kuyusu” açıldı. Oluşan boşluk ile mekanları ayırarak beş kat boyunca yükselen yekpare duvar anlamlı bir potansiyel kazandı, ağsı bağlantılar ortaya koyan köprüler ve yarık boyunca inerek zemine ulaşan su duvarları ile birlikte yeni düşey mekan algıları yarattı. Işık ve suyla “yıkanan” bu mekanlar, yarı-özel ofis mekanlarını deneyimleyici için hem gizlenen -merak unsuru-, hem de referans verilen mekanlar haline dönüştürdü.
Dışavurumcu bir kurguda tasarlanan D Blok cephelerinde çıkış noktası, mevcut betonarme strüktürün üzerine, bloğun Flatofis yapısının en ucundaki konumunun da avantajını kullanarak ikinci ve prestijli bir “deri” yaratma fikriydi. Bu sayede formda özgürlük yakalanırken iki cephe katmanı arasında kullanabilir açık mekanlar da ortaya çıktı. Farklı doğrultu ve boyutlardaki üçgen düzlemlerin birbirine eklemlenmesiyle oluşturulan kurguda, düzlemler ileri-geri hareketlerle çıkmalar ya da yol üzerinden atlamalar yapıyor ve üçüncü boyutta yarı-kapalı mekanlar oluşturuyor. Bina girişinde abartıyla yükselen, çevreye kol atan/karışan, deneyimleyiciyle iletişim kuran cephe; izleyicinin algısında yarı-distopik öğeler, hayalet uçaklar, yarasalar ya da naif bakışla peygamberdevesini çağrıştırıyor.