Geçtiğimiz onyılda Antroposen çağı, yani insan medeniyetinin ayak izinin iklimi ve bir bütün olarak dünyayı etkilemekte olduğu bir dönemde yaşıyor olmamız üzerine çok sayıda tartışma oldu. Buna bir başka yandan bakacak olursak bu insan tasarımının gezegen üzerinde önemli izler bıraktığı, karbon tüketimciliği kültürünün aslen sadece bir yüzyıllık olan kendi jeolojik çağına dönüştüğü bir dönemdeyiz.
Mark Fisher bir söyleşide şunu söylüyor(du): “Dünyanın sonunu hayal etmenin kapitalizmin sonunu hayal etmekten daha kolay olduğunu söylemek yalnızca bir alternatifin ortaya çıkmasının ihtimal dışı olduğunu düşündüğümüzü beyan etmek değil, kapitalizm dışı bir dünyanın neye benzeyeceğini tahayyül edemeyeceğimiz anlamına da gelir.