Karim Rashid: Tasarımda En Önemli Şey İnsanların Deneyimleri

GÖKÇE ARAS ENGİN

İkonik tasarımlarıyla tasarım dünyasının kült isimlerinden biri haline gelen ve Türkiye’deki birçok firmayla da zaman zaman işbirlikleri içinde olan Karim Rashid bu sene de tasarımlarıyla UNICERA Fuarı’nda yer aldı.

Bu kapsamda tasarımlarını gerçekleştirdiği doğal taş firmasının davetlisi olarak özellikle genç iç mimar ve mimar adaylarının katılım gösterdiği söyleşiyle, çocukluğundan bugüne kişisel tasarım yolculuğunu paylaştı.

Babam Bize “Tasarımcı Olmayın” Dedi
Çocukken doğum yeri olan Kahire’den Londra’ya taşınana kadar birçok defa ülke değiştirdiklerini söyleyen Rashid babasının tasarımcı olarak iş bulamadığı için film ve dizi setlerinde çalıştığını söyledi. Babalarının kendisine ve abisine “tasarımcı olmayın” öğütüne rağmen abisinin mimarlığı kendisinin ise tasarımı tercih ettiğini, tüm çocukların doğuştan itibaren tasarım yeteneğine sahip olduğunu, zaman içinde okul ve aile ortamında “herkes gibi ol” telkinlerinden dolayı tasarımcı kimliklerini kaybettiklerini söyleyen Rashid ailesiyle olan anılarını anlattı: “Londra’da küçücük bir evde yaşıyorduk, sabah saat altıda babam güvenlik görevlisi olarak çalıştığı işinden eve gelirdi ve bana yumurtalı ekmek hazırlardı, kahvaltıdan sonra beraber dışarı çıkıp çizim yapardık. Hatta Londra’dan Montreal’e gittiğimiz bir gemi yolculuğunda çocuklar için resim yarışması yapılmıştı. Çocukların çoğu, ailelerini ya da denizde giden bir yelkenliyi resmederken ben içinden eşyaların taştığı bir bavul resmi yaptım ve yarışmada birinci seçildim. Bu olay kendime güvenmemi ve kendimle gurur duymamı sağladı. Benim çocukluğumdan itibaren tasarlamaya ihtiyacım vardı.”

Dijitalleşme Tasarımı Daha da Değerli Hale Getirdi
Rashid, dijitalleşmenin tasarımı daha da değerli hale getirdiğini söyleyerek konuşmasına devam etti ve global demokrasi sayesinde tüm insanların artık yaş, ırk…vb gözetilmeden sınırların ve çerçevelerin kaldırıldığını bir dünyada tek ve benzersiz olduğunu belirtti: “Daha iyi bir dünya için pozitif ve kreatif bir işbirliği içinde olmalıyız. Baba, patron…vs. her şeyden korkuyoruz dolayısıyla internetin demokrasisinden de korkuyoruz. İnsanların tek ve benzersiz olduğunu internet sayesinde öğrendik. Sen, sen, sen hepiniz kreatifsiniz.”

Tasarımda En Önemli Şey İnsanların Deneyimleri
Rashid kendisi de dahil olmak üzere tasarımcıların yaptığı en büyük hatanın sadece görselliğe ve statiğe önem vermek olduğunu söyledi ve şöyle devam etti: “Oysa ki önemli olan insanların deneyimleri. Bu deneyimleri tasarlarken birçok konuyu ele almalıyız: Problemlerin çözümü, fonksiyonellik, teknoloji, malzeme, form, doku, koku, tat, akustik…vb. Örneğin kimse restoranlardaki ses konusunu tasarlamıyor ama bunun da tasarıma ihtiyacı var. Ayakkabı mesela mutlaka konforlu olmalı.”

Dünya Kaynaklarını Yok Ediyoruz
Rashid konuşmasının son bölümünde Mies van der Rohe’nin “less is more” sözünün özellikle günümüzde çok anlamlı olduğunu vurguladı ve ekledi: “Peki nasıl az. 1970’den beri ‘Dünya Günü’ kutlanıyor ama hala Amerika bile atıklarının sadece %11’ini dönüştürüyor. Burada gerçekleştirdiğimiz çalışma bu anlamda da önemli. Doğal taş ekolojik, doğal ve hijyenik. Kullanıcıları da doğal taşın sağlıklı olduğu konusunda eğitmemiz gerekiyor. Mesela 300 yıl önce tuvalet yoktu. İlerde de birçok malzemeye ihtiyacımız olmayacak ya da teknoloji hayatımızın birçok yerinde yer alacak. Dünyanın kaynaklarını tüketmemek için teknolojiyi yaşam alanlarında da kullanmaktan çekinmemeliyiz. Artık çok zeki ve ne istediğini müşterilerimiz var. Kentlerin, operasyon şekillerinin, servislerin ve iş planlarının da birer tasarım olduğunu biliyoruz. Kendimizi de zamana göre tasarlamalı ve inşa etmeliyiz.”

Etiketler: