Mimarın Stüdyosu

Manoj Patel Design Studio'nun renkli grafiklerle bezeli mekanlardan oluşan yeni ofisi, kentsel dokunun ortasındaki 125 m² parsele oturuyor. Projenin ana fikri, dokunulup hissedilebilen ayrıntılı bir malzeme paleti oluşturmak.

Yapı, ön cephesinde detaylı taş işçiliği ve renkli kil panolarla üretilmiş floral desenlerden oluşan bir sanat eseriyle karşılıyor. Girişteki sade tavanlı amfitiyatro alanı, tasarım topluluğunu, yeni deneyimler, öğrenme ve fikir paylaşımları için bir araya getirme işlevini üstleniyor.

Büyük, yarı saydam metal kapıdan ana ofis alanına geçiliyor. Bir doğrultuda yanyana düzenlenmiş resepsiyon ve bekleme alanı, açık bir karşılama mekanı sağlıyor. Arka plandaki duvar panosunun amacı, özel olarak kıvrımlı şekillendirilmiş seramik parçalar ve narin duvar askılarıyla önünden geçenlerin dikkatini çekmek.

Duvarlardaki üç boyutlu metal bezemelerle, seramik ve kil modüllerin oluşturduğu yoğun hareketlilik, eğlenceli yüzeyler sunuyor. Kesintisiz açıklıklar sayesinde duvar panelleri arasındaki bağlantılar rahatlıkla görülebiliyor. Yatayda ve düşeydeki renkli, kıvrımlı geometrik formlar, bir malzeme koleksiyonu paleti yaratıyor. Üç kat yüksekliğindeki duvar yerleştirmesi tasarımıyla, yeni fikirlerle zaman içerisinde geliştirilebilecek bir kanvas oluşturuluyor.

Cephe, Stüdyo'nun el yapımı malzeme detaylarını yansıtabileceği başka bir alan yaratıyor. Yerel malzeme kullanılarak üretilen şeritli kil paneller, farklı yönlerdeki yerleşimleriyle çiçek formları oluşturuyor. Cepheden dışarıya çıkma yapan balkonlar da ince mavi çizgisel korkuluklarıyla bu panolarla uyum sağlıyor.

Birinci kattaki mekanlar, bekleme salonunun etrafında açık ve kapalı cepler olarak sıralanıyor. Gerektiğinde konferans salonuna dönüştürülebilen baş mimar ofisi, resmi olmayan sohbet ve görüşmeler için kullanılan oturma alanına açılıyor. Zemin kattaki bekleme alanından başlayan üç kat yüksekliğindeki galeri boşluğu, farklı açıklıkları ve ilk üç katı birbirine bağlıyor.

Açık çalışma alanlarının yer aldığı ikinci ve üçüncü katlarda, iki kat arasında kurulan açık köprü takım arkadaşlarının birbiriyle iletişiminin kesintisizliğini sağlıyor. Bu iki kattaki çalışma nişleri, hem personelin kullanımı, hem de müşterilerle görüşmeler için özel alanlar yaratıyor.

Studio, her zaman yeni şeyler denemeye ve bunları uygulamaya dönüştürmeye istekli olduğu için, doğrudan üreticiyle tasarımcının bir araya gelebileceği bir malzeme stüdyosuyla, tasarım ve üretim süreçleri entegre edilebiliyor.

Manoj Patel Design Studio'nun renkli grafiklerle bezeli mekanlardan oluşan yeni ofisinin iç mekanı

Renkli malzemeler, ince duvarlarda gradyan bir etki gösteriyor. Bölücü duvarlardan birinin üzerindeki malzemeler tasarımcının önerilerine göre değiştirilerek, farklı tasarım alternatifleri için olanaklar sergiliyor.

Ortak çalışma alanı, özel kullanıma ayrılmış üst katlarla, kamuya açık kullanılan alt katları birbirinden ayırıyor. Alışılmışın dışında bir yaklaşımla, özel bir dinlenme mekanı olarak düzenlenen çatı katı, çalışanlar için serbest kullanım alanı sağlıyor.

Terastaki bitkilere çevrili, bar sandalyeli oturma alanı, loş aydınlatma ve hafif müziğin eşliğinde doğada çalışmanın verdiği ilhamla bağlantı kuruyor.

Etiketler:

İlgili İçerikler: