Tekrarla Çoğalan
Orta Doğu Teknik Üniversitesi kampüsü içindeki projeyi, lisansüstü öğrencilerinin çalışmaları boyunca uzun süreli konaklayabilecekleri yurt binası ve farklı yaş ve meslek gruplarında çalışan akademisyenler için bir yaşama ortamı olarak tasarladık.
Açıları birbirinden farklı sokaklar gibi düşündüğümüz beş katlı yapıda çoğalarak bir sistem oluşturacak tek kişilik bir yatma ve çalışma birimi, projenin nüvesini oluşturuyor. Bu özün tek, iki ya da dört kişilik yaşama alanlarına imkan verecek şekilde organize edilmesi ve birimlerin yan yana eklenmesiyle yapının çizgisel kurgusu ortaya çıkıyor. Yaşam birimlerinin hiyerarşik ya da ardışık bir düzende olmaması ise farklı yaşantı biçimlerinin ve katmanlarının yapı içinde hissedilmesini sağlıyor.
Yaşam birimlerini içeren kolları, arazinin boyutuna, güneş ve rüzgarın konumuna göre ve birbirleriyle farklı açılar yapacak şekilde yerleştirdik. Bu kollar merkezi dolaşım alanında birbirine değerken yaşayanların birbirleriyle karşılaşabilecekleri ve kimi zaman vakit geçirebilecekleri ortak mekanları yaratmış oluyor. Düğümden uzaklaştıkçaysa kollar yeterli mahremiyete imkan verecek şekilde açılıyor.
Zemin kat sade bir karşılama bankosuna, bekleme alanının hemen yanında yer alan ana dağıtım çekirdeğine, mekanik aksamı görünen panoramik bir asansöre ve kırmızı rengiyle davetkar ana merdivene ev sahipliği yapıyor. Yaşam birimlerinin dizildiği kolların ucunda ise farklı renklerde boyanmış merdivenler, yaşayanlar için alternatif dolaşım imkanı sunuyor.
Otoparktan uzanan uzun yürüme aksına alçak bir havuz eşlik ediyor. Adeta Orta Doğu Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi girişine zarif bir referans veren bu aksın sonunda yer alan saçağın altından lobiye girilirken, bina kütlelerin birbirleriyle olan açılarından doğan beklenmedik ve dinamik perspektifler kullanıcılara eşlik ediyor. İki ana kütleyi yukarıdan birbirine bağlayan farklı kotlardaki köprüler ve avludaki kırmızıya boyanmış yangın merdiven, güçlü plastik formlarıyla bu perspektifleri zenginleştiriyor.
Düşük maliyetle üretilmesi, yapımı bittikten sonra da kolay yönetilebilir ve masrafsız olması istenen binada brüt beton ve oluklu metal malzeme gibi yalın ve güçlü dokuya sahip malzemeleri kendi renkleriyle kullandık. Sadece düşey dolaşım elemanlarında, yaşam birimlerinin koridorlarında, kapılarda ve bazı camlarda canlı renklerde boya ve film uygulamasına gittik.
Ne düşünüyorsunuz?
İlgili İçerikler:
-
Çevrimiçi Ankara Ağları: Kentsel Muhalefetin Çoklu Konumlanışları
Kentin Muhalif Yüzü'nde bu ay Gülşah Aykaç, çevrimiçi ağların maddi olmayan kartografik bir katman olarak başkent Ankara'yı nasıl etkilediğini araştırıyor.
-
Hem Göz Hem Kucak
-
Yalın Kübik
-
Stüdyo Eğitiminde Reddimiras Mümkün mü?
Stüdyodan Notlar'da bu ay Haluk Zelef modern mimarlık mirasının ve yerel uygulamalarını yerinde görüp deneyimlemenin tasarım stüdyosuna katabileceklerini kaleme aldı.
-
Bukalemun-vari Doğallık
-
İçerikten Tasarıma – Tasarımdan İçeriğe
-
Bir Şehir Kurmak: Ankara 1923-1933
Vehbi Koç Vakfı ve Koç Üniversitesi VEKAM desteğiyle gerçekleşen “Bir Şehir Kurmak: Ankara 1923-1933” araştırma sergisinin küratörleri ve aynı adlı kitabın editörleri Ali Cengizkan ve N. Müge Cengizkan’ın üç gün boyunca konuşarak ve yazarak gerçekleştirdikleri söyleşi, erken Cumhuriyet dönemi Ankarası üzerine özgün bulgular ve yeni tartışma alanları sunan çalışmayı aydınlatmayı hedeflemekte.
-
Bir Şehir Kurmak: Ankara 1923-1933