Bu yazının amacı güncel peyzaj mimarlığının, mimarlıktan mühendisliğe kayan bir tasarım arayüzü olarak tutunduğu pozisyonu anlamaya çalışmak.
Geçen ay bu köşede İstanbul’dan “Yedi Otoyollu Şehir” olarak bahsedilen yazının bıraktığı yerden devam edeyim.
Bir zamanlar, Roma ve Kudüs gibi, yedi tepeli diye tanımlanan İstanbul'un peyzajı bugün, başka bir biçime büründü.
Kurgusal bir içeriğin düzeni olarak tarif edilebilen strüktür; yapmaktan gelen yapı kelimesinin gelişigüzel bir nesne olmadığını, kavramsal ve teknik bir özveriyi içermesi gerektiğini, yapının veya yapılaşma üzerine olan genel algının sadece kütlesel olmadığını hatırlatıyor.