Medeniyetin Melezleri
Barselona’da Gaudi’nin binalarını kendi bağlamları içerisinde gördüğümde mimarlık tarihi derslerinde yaşadığım şaşkınlık ve hayranlık yerini “olması gereken olmuş işte” hissine bırakmıştı. Şehrin her köşesinden fışkıran Art Nouveau ile Gotik’in bir karışımı olarak görünmüştü Gaudi’nin işleri bana. Bu melezlik, nice inşai yeniliği ve estetik niteliği beraberinde getirmişti. İki şeyin bir araya gelerek ikisinden başka ve ikisinden öte bir şeye dönüşümü... Kopenhag’daki Grundtvig's Kilisesi’ni görünce de aklıma yine aynı şey geldi. Bu kez Gotik, kilisenin inşa edildiği 20. yüzyıl başlarındaki modernist akımlardan dışavurumculuk ile birleşmiş ve ortaya Peder Vilhelm Jensen-Klint’in bu işi çıkmış. Gotik tonozlara varmak için ilmek ilmek örülmüş tuğlaların katı geometrisi... Saflığın, tekil ve tek olanın sürekli yüceltildiği bir dönemde melezlere yeniden bakmak, medeniyetin içinde izlerini sürmek...

Ne düşünüyorsunuz?
İlgili İçerikler:
-
Mevcutu Benimsemek
-
Gümüş Çöl
Betonun suya dokunduğu kesit, kentin sınırı.
-
İzlemek
Kadın telefonuna, kedi yola bakıyor. Ahşap latalar, brüt beton strüktür parlak yeşile ve gün ışığına bakıyor. Biz ise bu görüntüyü izliyoruz.
-
Netlik
İyi bakılmış bir ormandan geçerken, önce karmakarışık bir ağaç yığını görürsünüz. Sonra tam bir noktada bakarsınız ki, aslında hepsi düzgün sıralanmışlardır. Netlik.