New York'ta Kentsel Tarım
New York, Amerika’daki kentsel tarım projelerine öncülük ediyor. Restoran ve kafeler menülerinde bu alanlarda üretilmiş ürünlerle yaptıkları yemekleri belirtiyor, okullar öğrenciler için eğitsel geziler düzenliyor. Gotham Bahçeleri ve Brooklyn Grange gibi şehirde ünlü çatı bahçeleri bulunuyor. Beş kişinin girişimiyle üretilen Brooklyn Grange şu anda yaklaşık 8.000 m2 kentsel tarım alanına yayılmış durumda. 2011 yılında kurulan Gotham Bahçeleri ise restoranların birincil tercihi haline gelmiş. Gıda üretimlerinin dışında bu alanlar rekreasyonel kullanımlara da hizmet ediyor.
Bromley Caldari Architects, New York Long Island'da ticari bir yapıyı yenilerken binanın terasını da kentsel tarım alanı olarak tasarladı. Dünyanın en büyük çatı bahçesi unvanını kazanan proje, çeşitli sebzelerin dikildiği akslar ve onları yatayda ve dikeyde kesen sirkülasyon yollarından oluşuyor. 3.900 m2’lik terasın tarıma hazır hale gelmesi için su yalıtımı sağlayan membranlar zemine serilirken sulamanın mümkün olan en tasarruflu şekilde yapılması için damlama sistemi kurulmuş.
Sayıca giderek artan çatı bahçeleri New York'un kent planlarında da yer almaya başladı. New York Şehir Planlama Departmanı’nın belirlediği kurala göre çatı bahçeleri, yeşil bölge kapsamında planlanıyor ve konut haricindeki yapıların çatısındaki seralar için yükseklik ve alan sınırlaması getiriliyor. Buna göre strüktürlerin yüksekliği yedi metreyi geçmezken çatı sınırının da iki metre içinde yer alması şartı koşulmuş; ancak bu alanlar için halen bir yönetim politikası oluşturulmamış. Kentsel tarım alanlarına nereden toprak alınacağı, nasıl kompost üretileceği, bu taşıma işlemlerini nasıl gerçekleştirileceği planlanmamış. Bu tür planların üretilmesi için 2009 yılında kar amacı gütmeyen Design Trust for Public Spaces kurulmuş. Kuruluş, açtığı yarışmalarla bu alanları planlamayı ve kent politikaları oluşturmayı amaçlıyor. Kamu kuruluşlarını, özel sektörü ve kamusal toplulukları bir araya getiren proje modeli, kent peyzajını geliştirmeyi ve kentsel tarım için yenilikçi çözümler üretmeyi planlıyor. Bunun için de öncelikli olarak bir proje seçiliyor, proje ekibi oluşturulup analiz sürecine başlanıyor, ardından küçük ölçekli uygulamayla proje test ediliyor ve son olarak gerekli düzeltmeler yapıldıktan sonra proje uygulamaya geçiriliyor.
Kentsel tarım muhakkak ki gıda üretimi, iş sahası ve sürdürülebilir şehir olanakları sağlayacak; ancak bu sürecin de “sürdürülebilir” olması için kentsel tarımın gerek büyük ölçekli kent planları gerekse belediye özelinde yönetimsel şemalar içinde yer alması gerekiyor. Örgütlü planlama dahilinde özellikle metropollerde bir kaçış mekanı yaratabilen bu alanlar, şehirlerin geleceği için yeni umutlar oluşturabilir.
Kentsel Tarımın Bereketi başlıklı söyleşiyi okumak için tıklayın.
İçinde kentsel tarım yapılan Yaşayan Ofis projesini incelemek için tıklayın.
İlgili İçerikler:
-
Metropolitan Sanat Müzesi'nde Bilim ve Keşif İçin Yeni Bir Alan
-
Manhattan'a REX'ten Mermer Küp; Perelman Performans Sanatları Merkezi
-
Eero Saarinen Tasarımı Manhattan’daki CBS Binası Yenileniyor
-
Big and Tiny
-
Simgesel Eserleriyle İz Bırakan Mimar Rafael Viñoly Vefat Etti
-
Aynı Mücadele Farklı Cepheler: Kentsel Muhalefeti Birleştirmek Mümkün mü?
Amazon’un 50 bin kişilik kampüsünü ikiye bölüp bir yarısını, H20 Amazon’u New York’ta Queens’e kuracağını kamuya açıklaması ve ani bir geri dönüş ile bu “teklif”i çektiğini açıklaması arasında geçen dört ay, kentin çeşitli teknikleriyle yerinden etme ile parçalanan muhalefetini, hızlı bir şekilde tek cepheye odakladı.
-
Konumu Öğrenmek için LCV Yapın
Yeraltı müziği camiası, geçici mekan kullanımı ve ideolojileriyle New York’tan Tiflis’e kadar baskıcı güçlere karşı bir tür direniş kültürünü işaret ediyor.