Lerzan Aras, ortaya çıkışının üzerinden bir yılın geçtiği covid-19 salgınının mimarlığa uzun vadeli etkilerinin olup olmayacağını araştırıyor.
Stüdyodan Notlar'da bu ay Haluk Zelef modern mimarlık mirasının ve yerel uygulamalarını yerinde görüp deneyimlemenin tasarım stüdyosuna katabileceklerini kaleme aldı.
Mimarlığın insansonrası ile ilişkisini sorgulayan tefrikanın ikinci bölümünde Sönmez ve Balcı, insanın siborg varlığıyla çevresiyle etkileşiminde mimarlığın ve/veya mimarlık nesnesi binanın yerini sorguluyorlar.
Mimarlığın insansonrası ile ilişkisini sorgulayan tefrikanın üçüncü ve son bölümünde Sönmez ve Balcı, günümüzde olay ve seremonin mimari karşılığını beden üzerinden okuyorlar.
Nizam Onur Sönmez ile Furkan Balcı, insansonrasının mimarlık ve mimarlığın modernizm tarihi üzerinden bir okumasını yapıyorlar. Üç bölüm halinde yayınlayacağımız tefrikamızın ilki, hilomorfizm-morfogenez ikiliği üzerinden bir modernizm eleştirisi ile başlayarak insansonrasının mimarlıkta nasıl ele alınabileceğine dair bir girişle sonlanıyor.
Kaunas 2022 projesi kapsamındaki etkinliklerin bir parçası olan yaz okulunun katılımcıları Ateş, Baki ve Koçyiğit süreci ve etkinliğin düzenlendiği yer ile ilişkisini yazdı.
Öncelikle onunla ilişkilerimizi tümüyle belirleyen ve hakim paradigmanın temelini teşkil eden, benimse “başka” bir şey olduğu konusunda ısrarla vurguladığım “Mimarlık nedir?” sorusu üzerinden konuyu açayım.
Modernizm, mekan ve teknoloji üzerinden 100 yıldır yazılıp konuşuluyor. Toplumsal yansımaları ve etkileri de daha çok “batı modernizmi” merkezli bir coğrafi angajmanla tarif edilegeldi.
Mimarlık, ortaya çıktığı 19. yüzyıldan bu yana ve her zaman o yaygın misal ile köpeğin kuyruğunu değil, kuyruğun köpeği salladığı fikri üzerine kurulu bilinçli bir yanılsama olagelmiştir: