Bildik, Tanıdık ve Samimi
Birçok ilde hizmet veren restoran zinciri Numnum, mekanlarını bütüncül fikirlerle yeniden kuruyor. Ofist'in kurduğu yeni tasarım diliyle, değişen malzeme kullanımı ve yeme içme alışkanlıklarına uygun mekanlar yaratmak hedefleniyor.
Müşterilerine iyi ve lezzetli yemek sunmayı hedefleyen Numnum’ın İstanbul, Ankara ve Bursa’da dokuz işletmesi bulunuyor. Kapsamlı menüsü ile geniş bir kitleye hitap eden Numnum'ın Ofist ile birlikteliği ise 2011 yılında başladı. Bu işbirliğinde, tasarımın ömrünü uzatmak adına, güzel eskiyebilecek kaliteli ve doğal malzeme kullanımı ön planda tutuldu. Bir yandan da, hem malzeme ve doku hem de renk seçimlerinde daha genç, daha dinamik, daha cesur seçimler yapıldı. Fakat yine de her şeyin bildik, tanıdık ve samimi olmasına dikkat edildi. Her zamanki gibi açık ve temiz bir servis ve mutfağın yanı sıra, daha aktif bir bar, çeşitli oturma çözümleri, daha genç ve renkli bir ortam yaratıldı. Bahçeler de eskisine göre çok daha renkli, eğlenceli olacak şekilde tasarlandı.
Bütün bu hareketlilik malzemelerdeki çeşitlilikte de devam etti. Zeminde siyah ve beyaz çiçek dokuları oluşturan seramik mozaikler, dişbudak thermowood ile birlikte kullanıldı. Ahşap seçimlerinde de çeşitlilik gözetildi; meşe, cam, huş kontrplak, siyah boyalı ağaçlar, thermowood ve iroko kullanıldı. Dokulu, antrasit alüminyum doğramalar ile siyah ve beyaz boyalı demir paravanlar, mobilyalar, aksesuarlar yerleştirildi. Yine mobilyalarda hem siyah hem beyaz, çeşitli mermerler kullanıldı. Aydınlatma birimlerindeki çeşitlilik, renkli kumaş seçimleri ve çiçeklerle de devam etti.
Mekanın kolayca açılabilmesi, bahçe haline gelebilir olması önemli bir ölçüt; rahatlık ve samimiyet ön planda. Bu doğrultuda uzun oturum ve keyifli sohbetler için rahat oturma alanları yaratıldı. Mobilyaların çoğu Ofist tarafından tasarlandı ve Numnum için özel üretiliyor.
Numnum on senedir kendini dinamik tutan, yenilikçi, fark yaratan, kaliteden ödün vermeyen, dünyayı ve trendleri takip eden, müşteri kitlesini iyi tanıyıp bu doğrultuda kendisini şekillendiren bir yeme içme zinciri. Kendi içerisinde son derece tutarlı ve istikrarlı olmasının yanı sıra, sürekli bir değişim ve yenilik peşinde. Dolayısıyla mimari tasarımı da hiçbir zaman sonlanmayacak, her zaman kendisini yenileyecek ve mutfağının yeniliklerinin peşinden evirilecek.
Ne düşünüyorsunuz?
İlgili İçerikler:
-
Çevrimiçi Ankara Ağları: Kentsel Muhalefetin Çoklu Konumlanışları
Kentin Muhalif Yüzü'nde bu ay Gülşah Aykaç, çevrimiçi ağların maddi olmayan kartografik bir katman olarak başkent Ankara'yı nasıl etkilediğini araştırıyor.
-
Hem Göz Hem Kucak
-
Yalın Kübik
-
Stüdyo Eğitiminde Reddimiras Mümkün mü?
Stüdyodan Notlar'da bu ay Haluk Zelef modern mimarlık mirasının ve yerel uygulamalarını yerinde görüp deneyimlemenin tasarım stüdyosuna katabileceklerini kaleme aldı.
-
Bukalemun-vari Doğallık
-
Radikal Miraslar
İstanbul Bilgi Üniversitesi İç Mimarlık Bölümü, Londra Royal College of Art İç Mimarlık Bölüm Başkanı Prof. Graeme Brooker’u atölye yürütmesi ve de bir konuşma yapması için İstanbul’a davet etti. Radikal Miraslar temasıyla gerçekleştirilen atölye Eminönü’ndeki hanlardan birine odaklanırken Salt Galata’daki konuşma, iç mimarlığın geleceğine dair daha geniş bir perspektif sundu. Bilgi Üniversitesi İç Mimarlık Bölüm Başkanı Can Altay, Brooker ile iç mimarlığın bir mekansal disiplin olarak mekanla nasıl ilişkilendiğine ve yapılı çevrenin geleceğine dair bir söyleşi gerçekleştirdi.
-
İçerikten Tasarıma – Tasarımdan İçeriğe
-
Bir Şehir Kurmak: Ankara 1923-1933
Vehbi Koç Vakfı ve Koç Üniversitesi VEKAM desteğiyle gerçekleşen “Bir Şehir Kurmak: Ankara 1923-1933” araştırma sergisinin küratörleri ve aynı adlı kitabın editörleri Ali Cengizkan ve N. Müge Cengizkan’ın üç gün boyunca konuşarak ve yazarak gerçekleştirdikleri söyleşi, erken Cumhuriyet dönemi Ankarası üzerine özgün bulgular ve yeni tartışma alanları sunan çalışmayı aydınlatmayı hedeflemekte.