Taşa Sarılmak
On dokuzuncu yüzyılın sonları, tüm dünya hareket halinde. Buhar makineleri, demir çelik fabrikaları, arabalar, insanlar… Sesler değişiyor şehirde, boyutlar da, malzemeler de. Victor Horta Paris’ten geri dönüyor Brüksel’e, orada Art Nouveau’ya kapılmış, salgını yeni bir şehre taşıyor. Herkesin olduğu gibi burjuvazinin de yeni hayalleri var, yeni yaşama biçimlerine dair arzusu. Horta’nın kendisinin de. Kendi evi ve atölyesini de işte bu arzuyla, demiri taşa sararak inşa ediyor.

Ne düşünüyorsunuz?
İlgili İçerikler:
-
Gümüş Çöl
Betonun suya dokunduğu kesit, kentin sınırı.
-
İzlemek
Kadın telefonuna, kedi yola bakıyor. Ahşap latalar, brüt beton strüktür parlak yeşile ve gün ışığına bakıyor. Biz ise bu görüntüyü izliyoruz.
-
Netlik
İyi bakılmış bir ormandan geçerken, önce karmakarışık bir ağaç yığını görürsünüz. Sonra tam bir noktada bakarsınız ki, aslında hepsi düzgün sıralanmışlardır. Netlik.
-
Bir Yürüyüş
Sabah uyanıyorum, aklıma ilk gelen dün akşam laboratuvarda başlatıp lojmana döndüğüm deney. Sonucu bir saate alacağız, acele etmenin alemi yok ama merak işte.