Yaratıcı süreçler narin ve kırılgan uğraşlardır. Bu nedenle siyasal yapılarla, kurumsal bürokrasilerle doğaları gereği farklı türden yönetimsellik biçimleri gerektirirler.
Türkiye’de 2005-2012 yılları arasında mimarlık, sanat gibi alanlarda sınırlı da olsa sanki bir bahar havası yaşandı. Şehirler, sokaklar, mekanlar gülümsemeye başladı.
Serbest mekan kavramı ile alanları bölen, uyruk ve vatandaşlık tanımlarıyla erişimi kısıtlayan “sınır” kavramından daha güçlü çelişen bir imge yok.
Peyzaj mimarının yaratı alanlarının en önemlisi belki de kentlerde bulunan kamusal açık alanlardır ve bu da insan için ve insan odaklı tasarlamayı ön plana koymayı gerektirir.