Senem Doyduk ve Sakarya Üniversitesi öğrencileri tarhi yapılara çağdaş ek meselesini stüdyo projeleriyle tartışmaya açıyorlar. XXI'de iki haftada bir yayınlanacak projelerle yeni ve genç bir yaklaşımın olanaklarını araştıracaklar.
İngiltere’deki bu tartışmalar, sosyal konut ya da “herkes için konut” gibi yapılı çevre gündemlerinin, aralarında sömürgecilik, ırkçılık ve emek karşıtı iktisadi politikaların da bulunduğu toplumsal ve politik şiddet tarihlerinden bağımsız ele alınamayacağını hatırlatıyor. İlk bakışta bambaşka bir bağlam gibi görünen Türkiye’deki bir dizi güncel gelişmeyi dert edinenleri tam da bu nedenle ilgilendireceklerdir diye düşünüyorum.
Bir mimari proje paftasında insan figürlerinin nasıl kullanıldığının, figürlerin birbirlerinin yüzlerine bakacak, bir topluluk oluşturacak şekilde yerleştirildiğinin fark edilmesi ve bunun üzerinden çıkarımlar yapılması, ancak mimarlık eğitimi dışından bir gözün yapabileceği bir saptama sanırım.
Koruma bilgi ve pratik alanının, mimarlık tasarım alanından bu kadar mesafelenmesini, koruma konusunun binanın dış kabuğunun yıkılıp yıkılmamış olmasına indirgenmesiyle ve bu tür bir indirgemenin her türlü çifte standarda çanak tutma potansiyeliyle ilişkili görüyorum.
Tarihsel süreç içerisinde özgün, üst düzey sanat ve mimarlık eserlerinin, genellikle idari, askeri ve özellikle de ekonomik açıdan güçlü yönetimler altında oluştuğu gözlemlenir.