Ekolojinin temsili, tasarım alanında son yıllarda öne çıkan bir konu olarak önemli. Bir tasarım alanı olan peyzaj mimarlığının ekolojik tavrı ise sorunlu olabilecek birkaç duruma işaret ediyor.
Bir kavrama, sarma sarmalama hali peyzaj. Öyle bir sarıp sarmalama ki ne büyüklükte, ne biçim olduğunu anlamak da öyle pek kolay değil; sınırlarını hissedivermek...
Bundan üç milyar yıl önce karayosunları sahneye çıkıyor ve yeşil krallık Dünya üzerindeki ilk adımlarını atıyor.
Peyzaj mimarının yaratı alanlarının en önemlisi belki de kentlerde bulunan kamusal açık alanlardır ve bu da insan için ve insan odaklı tasarlamayı ön plana koymayı gerektirir.
Mimarlık, peyzaj ve sanatın kesişim noktası olan land art (arazi sanatı), 1960’lardan itibaren kendinden söz ettirmeye başladı ve 1970’li yıllara kadar altın çağını yaşadı.
Temsil, tasarım dünyası içerisinde yer alan ve çokça tartışılan uçsuz bucaksız bir konu olarak devamlı gündemde kalmakta.
İklim araştırmacılarının sıkça dile getirdiği küresel iklim değişiklikleri ve sağanak yağmurlar, akabinde karşılaştığımız sel manzaraları günümüzde kent yaşamının normali olmaya başladı.
Gün geçtikçe kentleşen dünya yüzeyi üzerinde kent nihai bir model ve hemen her şey için temel bir ölçü müdür?
Peyzajdaki izler insan ve doğa arasındaki etkileşim ile başlar. Doğanın devingen yapısı ve insanın temel ihtiyaçları ile izler oluşur.
Gündelik topoğrafya üreticileri, zamansız ve yersiz nesnel bilgi üreticilerine kıyasla bir yerdeki farklı zamanların ve mekansal durumların daha çok farkındadır.
Doğal ve yapısal strüktürlerin harmonisinden gelişen peyzajın bilincini fotoğraf ile aktarabilmek mümkün.
Peyzaj, kentlerimiz dönüşürken meselenin hangi aşamasında, ne oranda, hangi şiddette yer alıyor?
Bu yazının amacı güncel peyzaj mimarlığının, mimarlıktan mühendisliğe kayan bir tasarım arayüzü olarak tutunduğu pozisyonu anlamaya çalışmak.
Zaman gösteriyor ki kentlerde ürettiğimizin çok daha fazlasını tükettiğimiz bir dönemde yaşıyoruz.
Çetrefilli bir coğrafyada, süper büyük ilişkilerin ve küçücük anların çelişkileri ile dolu bir kentte yaşar olduk.