XXI Kasım’da yer alan Landscape Architects of Bangkok tasarımı Metro Forest Ormanlaştırma projesi ve Architektonická Kancelár Radko Kvet’in Pavlov Arkeoloji Müzesi, insanların bağlam yaratma ve gezegene müdahale etme biçimleri üzerine yeniden düşündürüyor. MEF Üniversitesi öğrencilerinin tasarım ve üretim aşamalarında doğrudan etkin olduğu Tasarla ve Yap! stüdyosunun ürünleri, Era Mimarlık tasarımı Intertech Teknopark Ar-Ge Binası, Adeas Architects tasarımı Tevfikbey Kent Meydanı ve Ekolojik Pazar projesi, Ece Yalım Design Studıo tasarımı yardımcı ofis mobilyalarından oluşan Carnival serisi de bu sayıda yer alıyor. Çiğdem Aslantaş’ın müze, mekan ve deneyim bağlamında ele aldığı Rijksmuseum’u ve Gündüz, Işık, Gece sergisinin küratörü Ulrike Brandi ile yaptığımız söyleşiyi de Kasım sayımızda okuyabilirsiniz.
Avrupa odaklı paradigmada mobilya, ismiyle uyumlu bir şekilde mobil, yani evin içinde hareket edebilen bir eşyadır.
Tasarla ve Yap! Stüdyosu 2016 yaz stajı kapsamında, yine birinci sınıf öğrencileriyle yeni projeler üretildi.
Siyasette, tıpkı tasarımda da olduğu gibi, değerler ve çıkarlar genellikle bir sır perdesinin ardında birbiri içine geçer.
Zincirleme Reaksiyonlar köşemizdeki yeni seride Eray ve ben kamusal mekanın doğasını ve bu neoliberal çağda bizim doğayla ilişkimizi sorguladık.
Serafini, dünyada yazılmaya değer tek kitabı yazdı ve yaptı: Codex Seraphinianus’u.
İnsan dünyayı tasarlayabileceğini, ona biçim verebileceğini zanneden bir hayvan.
“Sanatların sentezi” vizyonu için ihtiyacı olan “rengin müziği”nin gösteriminin yapılabileceği bir mekandı.
Çiğdem Aslantaş, Hollanda’nın ulusal müzelerinden Rijksmuseum’u yazdı.
Gündüz, Işık, Gece sergisinin küratörü aydınlatma tasarımcısı Ulrike Brandı ile sergiyi ve ışıkla şekillenen temasını konuştuk.