Teğet Mimarlık tarafından tasarlanan İş Bankası Resim Heykel Müzesi, tarihi Bodvi (Baudouy) Apartmanı'nda 29 Ekim 2023 tarihinde hizmete açıldı. Teğet Mimarlık'ın kurucu ortağı Mehmet Kütükçüoğlu ve mimar Ece Ünübol ile gerçekleştirdiğimiz söyleşide, İş Bankası Resim Heykel Müzesi’nin dönüşüm hikayesini, müdahale ve konsept kararlarını, yeni ile eski arasında kurulan dengeyi ve kitabın oluşum sürecini konuştuk.
Goethe’nin yaşamı yükselten mimarlık tanımıyla başlayalım bu yazımıza… Onun bu tanımında, mimarlık ancak ve ancak tüm duygulara seslenebildiğinde yaşamı yükseltebilen bir değer kazanmaktadır! Nasıl mı?
Kentin bütünü ve onu oluşturan yapılı çevreye dair konular, kullanıcısıyla birlikte bir anlam kazanır, zamanla değişir, dönüşür ve birbirlerini tekrar tekrar üretirler. Bu anlamda yapılı çevre her zaman sosyo mekansal çerçeveden bakılması olanaklı ve zorunlu bir mecradır.
Güneş kendi döngüsüyle her an farklı bir hikâye anlatıyor dokunduğu duvarda. Duvar, fiziksel bir sınır olmanın ötesine geçerek zamanın ve kültürün etkileşimlerini göz önüne seren bir zihin haritası oluyor adeta.
Yakıt istasyonu kanopisinin vadesi dolmak üzere; öte yandan bu enfes yapı tipini temel alarak tasarlanmış bir evde yaşamayı kim istemezdi ki...
Almanya'nın Remscheid kentinin zengin bir tarihe sahip olan Honsberg bölgesinde, "Ins Blaue" projesi kentsel mekânları sanat aracılığıyla yeniden tanımlıyor. Sanatçıların desteğiyle hayata geçirilen bu girişim, terk edilmiş evleri canlı stüdyolara, galerilere ve etkinlik alanlarına dönüştürdü. Organizasyonun küratörlerinden Katja Wickert ve projede yer alan sanatçılar Vera Vorneweg, Adrienne Brehmer, Eva Wal ve Hacer Bozkurt ile "Ins Blaue"nin başlangıcı, bu yılın teması "Expanding Space (Genişleyen Alan)" ve yaratıcı çabalarının hem mahalle hem de mahalle sakinleri üzerindeki etkisini konuştuk.
Hayatımızda ilerleme önemli ölçüde yaratıcılığımıza bağlıdır. Yaratıcılığın evrensel olarak tek bir tanımı yoktur. Ancak genel anlamda üç temel özellik yaratıcılığın temel dinamikleri olarak dikkatimizi çeker: Orijinallik, işlevsellik ve şaşırtıcılık, başka bir ifadeyle duygusal bir tepki yaratabilirlik...
Mors alfabesinin önceli ilkin 1753’te ortaya konmuş; Samuel Morse’un Baltimore’dan altmış kilometre ötedeki Washington’a kodları elektriksel biçimde iletmesinden epeyce önce. Bu teknoloji kullanımdan düşeli neredeyse çeyrek yüzyıl oluyor.
"Synthetic Architecture" isimli Instagram hesabındaki paylaşımlarıyla dikkat çeken Pınar Ongun ve Ozan Ertuğ ile, günümüzdeki yapay zekâ devriminin mimarlık alanındaki etkilerini; mimarlığın dijital dönüşüm sürecinde, 2000'li yılların başında başlayan dijitalleşmeden, yeni nesil programlara geçişle ilgili düşüncelerini ve deneyimlerini konuştuk.
Tarihi binaların içinde günümüz insanı görmek, hızla alışılabilen bir şaşkınlık. Tarihi çevrelerde otobüsler, elektrik direkleri, trafik ışıkları görmeye de hızla gözümüz alışıyor.
Mimarlık için mekân planlama ve tasarlama ustalığı demek yanlış olmaz. Ancak mimarlık kendi tarihsel geçmişi incelendiğinde, tarihin tüm farklı siyasi ve ekonomik dönemlerinde sermayenin bir aracı olarak işlev görmüş bir meslek alanıdır.
Dünyanın en önemli mimarlık etkinliklerine ev sahipliği yapan Venedik Bienali 18. Uluslararası Mimarlık Sergisi Kasım’da sona eriyor. Mimarlık alanındaki en bilinen ve geniş katılımlı uluslararası buluşmalarda güncel tartışmalara yön veren Venedik Mimarlık Bienali'nin bu yılki teması “Geleceğin Laboratuvarı” idi.
İçinde bulunduğumuz Antroposen Çağı, doğa ile ilişkimizi tekrar değerlendirmemiz gerekliliğinin aciliyetini farklı çerçevelerde ortaya çıkarttı. İnsan merkezli bakışın doğa eksenine kayması farklı alanlarda tartışıladururken mimarlık disiplini içerisine de girmeye başladı.
Bruno Latour’un 1991 yılında Fransızca olarak yayınlanan ve Türkçeye 2008 yılında Biz Hiç Modern Olmadık ismiyle çevrilen kitabı, bir simetrik antropoloji denemesi olarak ele alınmış modern konsept eleştirisidir. Latour, kitabında mevcut durumdaki antropolojik çalışmaların asimetrik özellik taşıdığı düşüncesiyle antropolojinin simetrik hale getirilebilmesinin nasıl mümkün olabileceğine dair tartışmalar yürütür.
Günümüzde çok sık karşılaştığımız "algı yönetimi" olarak ifade edilen manipülatif eylemin, nasıl etkili olabildiğini, nasıl etkili kullanabildiğini anlamak için araçlarını iyi tanımlayabilmemiz önemli. Bu eylemin karşılıklı bir etkileşim olduğu ve eyleyenin değil eylenenin de bu durumdan sorumlu olacağı bir gerçek. Ama bu yazının derdi ne eyleyen ne de eylenen ile ilgili…
D vitamini için haftada iki güneş banyosu, ilham için her gün biraz göz banyosu, yorgunluk için ayda bir köpük banyosu... Yüksek hızlı tren hatlarının kesiştiği, daha da hızlı uçakların geçtiği bu güvertede, her an kanatları altındakilere kanabilecek kadar uçarı...