XXI’de bu ay BIAS Architects tasarımı Greenhouse as a Home projesi, Cihan Sevindik, Dogan Turkkan, Tuna Han Koç ve Zeynep Canan Aksu işbirliği ile tasarlanan Türkan Şoray Kültür Merkezi, Bernard Desmoulin Architecte’in Cluny Müzesi için tasarladığı ziyaretçi merkezi, Form’nun Garage Çağdaş Sanat Müzesi Genel Merkezi, Hello Wood’un üç seneye yayılan yaz programı kapsamında üretilen The Project Village 2017 projesi yer alıyor. Ayrıca Bilge Bal’ın Tayfun Gülnar’ın kişisel sergisi Chromophobia üzerinden, ressamın hayali mekanlarını konu edindiği yazısını ve Onur Ceritoğlu’nun Tiflis Mimarlık Bienali değerlendirmelerini de bu sayıda bulabilirsiniz.
Şehir yapmanın bilinir iki yöntemi var. Birincisi “Şehrin bir tipolojisi var mı?” sorusuna verilebilecek olumlu cevaptaki gibi: Nasıl binaların bir tipolojisi varsa, şehrin de olabilir.
Bilge Bal, Tayfun Gülnar'ın 27 Aralık 2017-28 Ocak 2018 tarihleri arasında Galeri x-ist'te açtığı ilk kişisel sergisi Chromophobia üzerinden ressamın hayali kurgularını ve mekanlarını yazdı.
Beş bölümden oluşacak tefrikamızın ilk bölümü Sevinç Hadi’nin ilkokul ve lise yıllarından mimarlık eğitimine uzanan, farklı kentlerde ve çok çeşitli mekanlarda onu profesyonel yaşamına hazırlamış hatıralarına temas ediyor.
Onur Ceritoğlu, 26 Ekim-3 Kasım 2018 tarihleri arasında Binalar Yetmez adıyla gerçekleşen Tiflis Mimarlık Bienali’ni yazdı.
Tasarımcılar olarak tasarımı; zorlamak için, onun çeşitli araçları aracılığıyla “birlikte” tasarladığımız sosyal gruplar üzerinde baskıyı artırmak için nasıl kullandığımızı göremiyoruz.
Tuğlalarla kurulu çemberleri görünce siz de benim gibi bunun bir Louis Kahn binası olduğunu bir çırpıda anlamış olsanız gerek.
Mimarların kendi gündemleri yerine muhatapları olan mağdurların “özneleşmesine” öncelik verdiğinde açılan alana dikkat çekmek niyetindeydim.
Kadın odadan içeri girdi. Vaviyen anahtarı çevirip floresan ışıkları yaktı. Cılız mavi ışığın içinden geçti. Sarı plastik yağmurluğunu portmantoya astı.